Papa, Yemen, işgal altındaki Filistin toprakları, Afganistan, Suriye, Ukrayna, Sudan ve diğer noktalardaki çatışmalara işaretle, "Birçok çatışma, kriz ve savaşla karşı karşıyayız sanki bu çatışmalar hiç bitmeyecek gibi duruyorlar. Biz, kardeşlerimizin acı ve üzüntü sesini duymamak tehlikesi ile ciddi şekilde karşı karşıyayız." dedi.
Papa'nın Yemen ve Filistin başta olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinde yaşanan insani felaketler karşısında duyarsızlık ve pasiflik konusunda yaptığı uyarı, aslında Batı'ya, özellikle de ABD'ye yönelik bir imalı uyarı sayılır.  
Yemen'e gelince, bu yoksul Arap ülkesi hali hazırda vahim bir durumda. Mart 2015'te Suudi Arabistan, BAE eşliğinde ve Amerika dönem hükümeti Barack Obama yönetiminin yardımı ve yeşil ışığıyla Yemen'in mazlum halkına karşı geniş çaplı bir saldırı ve savaş başlattı. Bu eylemin temel nedeni, Suudi ve BAE hükümetlerinin Yemen ve halkı üzerindeki etki ve hâkimiyetini arttırmak hırsıdır. BM alt kurumları, Suudi koalisyonu Yemen'e saldırmaya devam ederken Yemen halkının kıtlık ve benzeri görülmemiş bir insani felaketle karşı karşıya olduğu konusunda defalarca uyarıda bulunmuştu. 
Korkunç insani durum, ABD'li Demokrat Senatör Chris Murphy'nin bile tweet attığı noktaya kadar tırmandı. Murphy şöyle yazdı: "Yemen'deki savaş, dünyadaki en kötü insani felakettir."
Suudi koalisyonun Yemen'e kara, hava ve deniz kuşatmaları sonucu bu ülke insani felaketle karşı karşıya kaldı. Bu felaketin sonuçları arasında çeşitli bulaşıcı hastalıkların patlak vermesi ve çok sayıda Yemenlinin yetersiz beslenme ve şiddetli gıda kıtlığı nedeniyle aç kalması ve bir kısmının ölmesi yer alıyor. Ayrıca bu süreçte ciddi yakıt sıkıntıları da yaşanıyor.
Suudi koalisyonunun Yemen halkı üzerindeki insanlık dışı baskısının öne çıkan noktalarından biri, ülkenin birkaç yıldır devam eden denizden kuşatma altında olmasıdır.  Dünya Bankası geçtiğimiz günlerde bir raporda, gıda güvenliği açısından dünyanın en savunmasız ülkesi olan Yemen'in 30 milyon nüfusunun yaklaşık yüzde 70'inin açlık tehlikesiyle karşı karşıya olduğu konusunda uyarıda bulundu. 
Bu feci duruma rağmen, insan haklarını savunma iddiasında bulunan ABD Başkanı Joe Biden'ın yönetimi, Yemen kuşatmasının sona ermesi için Suudiler ve BAE hükümetlerine baskı yapmak için fiilen etkili adım atmaktan kaçınıyor. Hatta onlara yardım bağlamında her iki ülkeye silah satışlarına yeniden başladı.
İşgal altındaki Filistin'e ilişkin olarak korsan rejim, Filistinlilere yönelik baskı ve katliamlarını sürdürürken, Batı Şeria ve işgal altındaki Kudüs'te onların topraklarının gasp etmeye, Filistinlileri kovmaya, liderlerine suikast düzenleme ve bu mazlum insanları katliam etme siyasetlerini sürdürüyor. ABD, İsrail'in stratejik müttefiki olarak, Siyonist rejimin Filistinlilere karşı işlediği suçları her zaman desteklemiş ve BM Güvenlik Konseyi de dahil olmak üzere uluslararası kuruluşlarda kendisine karşı kararların çıkarılmasını engellemek için veto yetkisini kullanmıştır. 
Şimdi de dünya Katoliklerinin lideri, özellikle Yemen ve işgal altındaki Filistin'de yaşanan insani felaketlere son verilmesi çağrısında bulunarak, dünyanın dikkatini bir kez daha bu esef veren gerçeklere çekmiştir. Ancak bu insanlık dışı durum, Amerika’nın Batı Asya'daki bölgesel müttefiklerini desteklemeye devam ettiği sürece devam edecektir.

parstoday