Batı Asya bölgesi geçen miladi yılında bazı önemli olaylara sahne oldu fakat bu olaylardan bazılarının sonuçları devam edecektir, tıpkı korsan rejim İsrail ile ilişkileri normalleştirmek ve diğer bazıları da bir dönüm noktası sayılır tıpkı bölge güçleri arasında diyalog ve müzakere gibi.
2020 yılının sonlarında yaşanan olaylardan biri, bazı arap ülkelerinin Kudüs işgalcisi rejim ile ilişkilerini normalleştirmek. İlk iddialara göre bu karar, Filistin halkının yararlarına ve barışın sağlanması hedefi ile gerçekleşmesiydi, fakat 2021 yılında yaşanan olaylar normalleşmenin, korsan rejimin cinayet ve işgalciliğinin yoğunlaşmasına sebep olduğunu gösterdi.
12 günlük savaş, Siyonist rejim ile arap ülkeleri arasında normalleşmenin sonucuydu. Geçen yıl Filistinli çocuklar için son 7 yılın en ölümcül yılı oldu. Geçen yıl ayrıca Filistinlilerin ev ve arsalarına daha yoğun bir şekilde el konuldu. Bu durum, işgalcilere karşı esneklik veya infialin işe yaramadığı ve sadece aktif direnişin sonuç verebileceği ve işgalcilerin şiddet ve eylemlerinin düzeyini düşürebileceğini ispatladı. 
Hiç şüphesiz gelecek miladi yılda eğer daha fazla ülke ırkçı rejim ile ilişkilerini normalleştirmeye karar verirse, her şeyden önce bölgede kargaşa ve güvensizliğin artmasına sebep olacak, ayrıca direniş de önleyici gücünü takviye için daha ciddi eylemlerde bulunacaktır.
2021’in diğer önemli olaylarından biri de, batı Asya bölgesindeki güçlerin artık bölgenin daha fazla gerginlik ve çatışma kapasitesine sahip olmadığını ve onun yerine diplomasiye yönelmeleri gerektiğinin farkına varmalarıdır.

Son 10 yılda batı Asya bölgesi dünyanın diğer bölgelerine nazaran daha fazla çatışma ve gerginlik yaşadı, tabi ki bunun sebeplerinden biri de yabancı güçlerin müdahalesidir.

Geçen yıl İran ve Arabistan, Türkiye ve BAE, Katar ve Arabistan gerginliklere devam yerine diplomasi yolunu seçtiler. Arap ülkeleri Suriye’de müdahale siyasetinin yenilgiye uğradığını itiraf ederken Şam yönetimi ile diplomasi yolunu izlemeye başladılar ve BAE dışişleri bakanı Abdullah bin Zayid’in Suriye ziyareti ise bu bağlamda gerçekleşti. Suriye ile ilişkileri normalleştirme batı Asya’da güvenliğin düzene girmesi için olumlu bir adımdır.
Bölgeye diplomasi ve diyalog siyasetinin geri dönmesi, Amerika’nın Afganistan’dan çıktığı ve Irak’tan da çıkmasına yönelik taleplerin artması ile birlikte oldu. Başka bir ifade ile batı Asya bölgesindeki başlıca ve etkin aktörler, ABD düzeninin bölge üzerinde olumlu bir etkisi olmayacağı gibi, aralarındaki çatışma yoğunlaştıkça bölgesel güçlerin daha da zayıflamasına yol açacağı sonucuna vardılar.
Görünüşe göre bu süreç 2022 yılında da devam edecektir ve anlaşma ile işbirliği, bölgede gerginlik ve çatışmanın yerini alacaktır. Tabi ki bu süreç Yemen’e yönelik Arabistan’ın başını çektiği koalisyonun saldırısının son bulması ile tamamlanabilir. Hiç şüphesiz Suudi Arabistan diyalog ve müzakere yolu ile bizzat kendi yarattığı Yemen bataklığından kurtulabilir.

parstoday