Filistin Kızılay Cemiyeti Cuma akşamı yaptığı açıklamada, Batı Şeria'nın çeşitli yerlerinde Siyonist yerleşimciler ve Siyonist askerlere tarafından düzenlenen saldırıda en az 154 Filistinlinin yaralandığını ve Siyonist askerlerinin şiddetli bir şekilde protesto gösterilerini ve protestocuları bastırdığını duyurdu.

Temel olarak, bu barbar saldırıların tırmanmasının nedenleri önem taşımakta ve çeşitli boyutlarıyla incelenmeye değerdir. Uluslararası kurum ve kuruluşların bu konudaki konumu ise tabii ki kimse için şaşırtıcı değildir. Bu nedenle Filistin direniş grupları direnişi işgalin boyunduruğundan kurtulmanın tek yolu olarak görüyor ve herhangi bir müzakereden kaçınmakta ısrar ediyor. Nitekim Siyonist Rejimin müzakerelere ve anlaşmalara uymadığı da aşikardır. 

Siyonist rejim İsrail  son dönemde Filistinlilere karşı işlediği cinayetler, Batı'nın bu rejime verdiği desteğin ve bu tür insanlık dışı saldırılara devam etmesi için yeşil ışık yaktığının bir başka emaresidir.Bu konudaki ikinci önemli husus ise Batı Şeria Filistinlilerinin dinamikliğidir. Son haftalarda ve aylarda Batı Şeria'daki Filistinliler, Siyonistlere ve Siyonist rejimin politikalarına karşı eşi görülmemiş seviyelerde seslerini yükseltmişlerdir. En son da Nablus'ta Siyonistlere karşı son operasyonlardan söz edilebilir.  Filistinlilerin bu eylemi, ister Gazze Şeridi'ndeki Filistin direnişine destek olsun ister Siyonist rejimin planlarına, işgallerine ve baskılarına karşı direnme kapsamında olsun, çok önemli ve elbette benzeri görülmemiş, işgal altındakilerin denklemlerini oluşturan ve değiştiren bir etken haline gelmiştir. 

Bu konudaki üçüncü önemli nokta ise Siyonizm ve Siyonistlerin ortaya koyduğu terördür. Siyonistlerin ve yerleşimcilerin bugünlerde Filistinliler tarafından bu kadar şiddetli bir şekilde baskı görmesinin ana nedenlerinden biri, Filistin kıyamı ve dinamizminin Siyonistlere aşıladığı korkudur. Siyonistler, özellikle Gazze'deki 11 günlük saldırganlığın yenilgisinden ve İsrail'in en güvenli hapishanelerinden birinden altı Filistinli mahkumun başarılı bir şekilde kaçmasının ve de  Batı Şeria Filistinlilerinin bu esirler ile dayanışmasının ardından Filistin direnişini daha da iyi fark etmeye başladılar.  Şimdi de Filistinliler Filistin direnişine katılmak için adımlar atıyorlar ve bu nedenle de Siyonistler onlara karşı güvenlik önlemlerini artırıyorlar.

Aslında Arap rejimleri için utanç verici bir konu olan bu husustaki dördüncü nokta, bazı Arap rejimlerinin Siyonist rejimle "normalleşmesi" meselesidir. Bu rejimler, Siyonist kaynaklara göre işgal altındaki Golan'da 12 bin  konut inşa etmeyi planlayan ve bu bağlamda ilişkileri normalleştirme kisvesi altında Arap rejimlerini sömürmeye çalışan Siyonist rejimin liderlerini memnuniyetle karşılıyor. Beşinci dikkat çeken nokta ise işgal altındaki topraklardaki ve Siyonist çevrelerdeki iç gelişmeler ile ilgilidir. Siyonist rejim İsrail, bu günlerde iç saldırganlık ve dış tehditler ve söz lafazanlıkları ile kendisini Siyonistlere layık bir kabine olarak göstermek için çok uğraşıyor. Siyonistler, Filistin direnişinin Siyonistlerin saldırganlığına karşı direnme gereğini vurguladığı bir sırada  ve direnişi tek çözüm yolu olarak gördüğü bir sırada kendini ispatlamaya çalışmaktadır. 

Bu bağlamda, Filistin İslami Direniş Hareketi-HAMAS'ın büro başkanı "İsmail Heniye", Siyonistlere direnme gereğini yineledi ve Nablus'taki son kahramanca Siyonist karşıtı operasyonu övdü ve " Filistinliler Yüzyılın Anlaşmasını ve  Siyonist rejimin başkenti olarak Kudüs'ün bildirildiği bildirgeyi, ayakları altına alıyor ve Kudüs ve Mescid-i Aksa'da füzeler, haykırışlar ve direnişlerle bu bildiriyi paramparça ediyor." diyor. 

parstoday