Lübnan Hizbullah’ının yüksek güvenlik ve siyasi performansa sahip bir Lübnan partisi olduğunu, bir çok insan düşünüyor. Buna rağmen Lübnan Hizbullah’ı ülke içinde bazı parti ve destekçileri ve yabancı ülkelerin saldırısına maruz kalıyor. Bu saldırılar Qardahi’nin de belirttiği gibi  “Tarihte bir hükümetin başka bir hükümette bir bakan veya sorumluluğunu istifası ender rastlanan bir olaydır ve böyle bir şart, onların hükümetine konuldu ve o hükümet de mecburen bu şartı kabul etmek zorunda kaldığı”nı söyleyecek kadar yoğun oldu. Böyle bir olay Lübnan’da ikinci kez yaşanıyor. Qardahi böyle bir saldırı ve baskının başlıca sebebinin Lübnan’da Hizbullah’ın varlığına dayandığını; bu konuya Arabistan dışişleri bakanı Faysal bin Ferhan'ın da değindiği ve Lübnan ile krizin kökünde Hizbullah’ın bu ülkede sultasına dayandığını söyledi. 
Fakat burada temel soru, Hizbullah’a karşı bunca baskı ve yoğun saldırının sebebinin ne olmasıdır.
Bu bağlamda birkaç köklü ve önemli faktöre değinebiliriz:
Birinci faktör, Hizbullah’ın Lübnan’ın savunma bağımsızlığını vurgulamasıdır. Bölgede bir çok arap ülkesinin savunma açısından bağımsız olmadıkları ve bağımlı oldukları, acı bir gerçektir. Hatta arap dünyasının üstün güç olduğunu iddia eden Arabistan bile savunma açısından Amerika’ya bağlıdır. Arabistan Yemen’e karşı savaşta yabancı paralı askerlere yöneldi. Fakat Hizbullah güçleri Lübnan asıllıdırlar ve ülkelerinin toprak bütünlüğü için canlarını feda etmekten korkmuyorlar. 

Qardahi bu bağlamda şöyle diyor: Direniş üyesi olmayanlar, direniş gençlerinin hayatlarının en iyi yıllarında kendi can ve kanlarından vazgeçtiklerini ve Lübnan’ı savunmak için tehlikeye attıklarını bilmelidirler. Onlar kendi kanlarını sadece şii partiler veya diğer gruplar için feda etmediler, onlar Lübnan halkının her biri için bu fedakarlığa katlandılar. Biz bu fedakarlık önünde başımızı saygı ile eğmeliyiz. 
İkinci faktör, Lübnan Hizbullah’ının bölge ülkeleri ve özellikle direniş ekseni ülkelerine karşı yabancı komplolara karşı mücadele etmektir. Hizbullah’ın Suriye’nin toprak bütünlüğü ve Arap-İbrani-Batı- Türk eksenin komplolarının yenilgisinde önemli rolü olduğundan kimsenin şüphesi yok. Suriye toprak bütünlüğünün korunması ve siyasi nizamın devrilmesinin engellenmesi, Suriye karşıtı 4’lü eksenin sadece askeri yenilgisi değildi, “direniş” düşüncesinin zaferi ve bölgede ithal emniyet düşüncesinin yenilgisiydi. 
Aslında Qardahi’nin tabiri ile “Direnişin direnmesi ile Suriye’ye karşı komplo, Şam kalesinin dibinde yıkıldı ve şimdi hepsi güllerle Şam kalesinin duvarları dibine geri döndüler.”
Üçüncü faktör, Lübnan Hizbullah’ının bölge halkları için örnek olmasıdır. Günümüzde direniş Lübnan ve Filistin ile sınırlı değildir. Yemen ve ırak gibi bazı ülkelerde de direniş grupları ve düşünceleri şekillenmiştir. Hizbullah’ın örnek alınması, izzet, keramet, hakimiyet ve ulusal kimliğe vurgudur. Hizbullah iktidara etnik açısından değil, ulusal kimlik açısından vurgu yapıyor. 
Batılı güçler ve özellikle Amerika bölge ülkelerini ve bazı hükümranlarının güvenliğini kendilerine bağımlı hale getirerek onların izzet ve kimliklerini aşağılıyorlar; tıpkı Donald Trump’ın Arabistan’ı “sağmal inek” olarak tabir ettiği gibi.
Aslında sulta kurma yolunun ülkelerin kendilerine bağımlı kılmakta gören Batı ve bölgesel güçler, Hizbullah’ın Lübnanlı hüviyetini tahrif etmeye ve ona karşı ağır baskılar uygulayarak güçlenmesini engellemeye  ve Lübnan güç yapısında ve diğer ülkelerde direniş düşüncesinin yayılmasını engellemeye çalışıyorlar.

parstoday