NASRALLAH'IN DÜN YAPTIĞI KONUŞMANIN GENİŞ ÖZETİ

Hizbullah Genel Sekreteri Cuma akşamı yaptığı konuşmada, Lübnan siyonist rejimin tehdidi altında olduğu sürece Hizbullah'ın bağımsızlık mücadelesinin kalbinde ve merkezinde kalacağını vurguladı. 

Görüntülenme: 931 Tarih: 27 Kasım 2021 23:37
NASRALLAH'IN DÜN YAPTIĞI KONUŞMANIN GENİŞ ÖZETİ

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah Cuma akşamı son siyasi gelişmeler hakkında konuştu.

Seyyid Hasan Nasrallah konuşmasının başında, tüm Lübnanlıların Bağımsızlık Bayramı'nı kutladı ve Allah-u Teâlâ’dan Lübnan halkına kendi hükümetlerinin özgürlüğünü ve egemenliğini destekleme gücü vermesini istedi.

Lübnan'ın bağımsızlığını korumalıyız

Hizbullah Genel Sekreteri şu ifadelerde bulundu: ‘Bağımsızlığın doğası hakkında her zaman tartışmalar vardır. Bağımsızlık gerçek miydi yoksa kusurlu muydu? Ancak Lübnan'ın bağımsızlıktan sonra bir devlet haline geldiğine şüphe yok ve bağımsızlıklarını korumak Lübnanlıların görevidir.

Bağımsızlığı, egemenliği, özgürlüğü ve haysiyeti korumak, devam etmesi gereken bir savaştır. Bağımsızlığı elde edebilirsiniz, ancak onu korumanız gerekir.

Lübnan’ın bağımsızlığı eksik ise bunu gerçek bağımsızlığa dönüştürmek gerekir.’

Seyyid Hasan Nasrallah, 2000 yılında işgal altındaki Lübnan topraklarının kurtarılmasına atıfta bulunarak, "Bu zafer Lübnan'ın bağımsızlığı ve egemenliği içindi" dedi.

Bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin merkezinde olmaya devam edeceğiz

Hizbullah Genel Sekreteri şunları söyledi: ‘Hala bağımsızlık, egemenlik ve özgürlük mücadelesinin kalbinde ve merkezindeyiz ve birçok aşamada kazandık. Önümüzde daha fazla zafer olacağına ve anavatanımıza tartışmasız egemenlik hakkını ve gerçek özgürlüğü getireceğimiz günün geleceğine eminiz.

Bazı ülkelerde direniş hareketlerinin, grup ve üyelerinin, bazen de tüm hareketin terör listesinde olduğunu görüyoruz. Bu, devam eden ve devam edecek olan bir yoldur.

Hizbullah'ı terör listesine almak, bölgedeki gelişmelerle veya parlamento seçimleriyle bağlantılıdır.

Normalleşme yolu da dâhil olmak üzere en son batıda şahit olduğumuz gibi birçok yola tanık oluyoruz ve direnişi destekleyen herkes için darboğazlarda ve baskılarda bir artış görüyoruz.’

Terör listesinde olmak direnişin kararlılığını etkilemiyor

Seyyid Hasan Narallah konuşmasına şöyle devam etti: ‘Direnişi terör listesine almanın, direnişin kararlılığı veya direnişin bulunduğu ortamlardaki uyanıklığı üzerinde hiçbir etkisi yoktur.’

Hizbullah Genel Sekteri, Lübnan’daki koranvirüs salgınına değinerek şunları söyledi: ‘Koronavirüse yakalananların ve bu salgın nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısındaki artış tehlikeli bir konuydu ve biz bu salgının başında bir plan açıkladık ve onu başarılı bir şekilde uyguladık ve bu gece bu istisnai durumda bu planı %100 bir şekilde bir kez daha uygulamaya karar verdik.’

Lübnan hükümeti döviz spekülatörlerine karşı cesur bir tavır almalıdır

Hizbullah Genel Sekreteri, bu ülkedeki artan döviz fiyatlarının durumuna atıfta bulunarak şunları söyledi: ‘Hükümet, spekülatörlere ve döviz fiyatıyla oynayanlara karşı cesur bir tavır almalı ve ulus da hükümetin yanında durmalıdır.’

Nasrallah konuşmasında, Beyrut limanındaki patlamayı soruşturma sürecini eleştirdi ve bu sürecin gerçeğin ortaya çıkmasına yol açmayacağını söyledi.

Seyyid Hasan Nasrallah ayrıca, çok sayıda Lübnanlının şehit olduğu ve yaralandığı el-Tayuna’da protestoculara yönelik saldırı olayının soruşturma sürecini eleştirdi ve şunları söyledi: ‘Siyasi grupların bu davayla ilgili yargıçlara yaptığı baskı şehitlere, yaralılara ve ailelerine saygısızlıktır.’

Hizbullah Genel Sekreteri, siyasi grupların bu davada yargıçlar üzerindeki baskısının, kurbanların ailelerinin kendilerinin kan davasını almalarına neden olacağı konusunda uyardı.

Seyyid Hasan Nasrallah sözlerine şöyle devam etti: ‘El-Tayuna cinayetinin üzerinden kırk gün geçti ve şehitlerin aileleri geçtiğimiz günlerde “Lübnan Güçleri’nin” silahlı kişileri tarafından el-Tayuna'da şehit edilen yakınlarının 40’ı için merasim düzenledi.’

Nasrallah, bu ülkedeki akaryakıt krizine de değinerek şunları söyledi:’ Kontrol noktalarındaki aşağılayıcı kuyruklar, karaborsa ve akaryakıt eksikliği karşısında, durum aynı kalırsa, durumu iyileştirmek için benzin ve motorin almak için İran'a döneceğimizi açıkladık.’

Halkın acısını azaltmak için İran'dan yakıt ithal ettik

Hizbullah Genel Sekreteri şu ifadelerde bulundu: ‘Benzin ve motorin şu anda piyasada mevcut ve bu konuda bir kuyruk yok. Bunu insanların mağduriyetini azaltmak için yaptık.

Lübnan’ın petrol türevleri şirketlerini değiştirmek istemiyoruz, istediğimiz şey, Lübnan krizini azaltmaya katkıda bulunmaktı.

ABD'nin hükümet üzerindeki baskısı, bizi tüm zorluklara rağmen Suriye'den dizel getirme seçeneğine yönlendirdi.

Onlarca akaryakıt tankerini Baniyas'tan (Suriye) Baalbek'e (Lübnan) taşıdık, bu yani 250 kilometre anlamına gelmektedir ama tankerler (İran) el-Zahrani veya Trablus'a gelseydi durum daha iyi olurdu.

Motorin ithalatına yönelik projemizin ilk etabı Eylül'de başlayıp Kasım'da bitti, ikinci etabı ise önümüzdeki günlerde başlayacak.

Geçtiğimiz iki ayda 80 huzurevi ve yetimhaneye, su kuyusu kurmaları için 320 belediyeye ve 22 devlet hastanesine ve 71 itfaiyeye mazot yardımı yaptık.’

İran'dan ithal edilen yakıt Lübnan ulusal para biriminde satılmaktadır

Hizbullah Genel Sekreteri sözlerine şöyle devam etti: ‘Lübnanlı hanelere bir varil mazot resmi fiyatı olan bir milyon liranın altında satılacak. Ödeme lira olacak ve bu projeden yüz binlerce Lübnanlı ailenin faydalanacağını tahmin ediyoruz.

Önümüzdeki günlerde bir gemi daha gelecek ve yavaş yavaş işbirliği yapmak istiyoruz, çünkü tüm amacımız insanların acılarını hafifletmek. Hanelerin ihtiyaç duyduğu yakıtın büyük bir kısmı Lübnan topraklarına girdi, bir kısmı da Suriye rezervlerinde bulunuyor ve bu da yine aktarılacak.’

Hizbullah'a yönelik saldırılar son aylarda yoğunlaştı

Seyyid Hasan Nasrallah şunları söyledi: ‘Geçtiğimiz haftalarda ve aylarda Hizbullah'a karşı yeni olmayan büyük bir saldırı oldu, ancak yeni olan şey, bu saldırıların yoğunluğuydu.’

Nasrallah, son haftalarda Hizbullah'a karşı yayınlanan belgeleri "sahte" olarak nitelendirdi ve şu ifadelerde bulundu: ‘Bu sahtekârlığı yapan kişi profesyonel ve Lübnanlı biri değildi ve bu belgelerin içeriği çok utanmazcaydı.

Bazılarının bu sahte belgelerden alıntı yapması üzücüdür.’

rasthaber

Yorumlar