LÜBNAN'A KURULAN TUZAK (ANALİZ)

Lübnan’da Perşembe günü bir grup Beyrut limanının 2020 yaz patlama olayı dosyasını araştıran yargıç Tarık Bitar’ın çalışmalarına itiraz amacı ile Beyrut’ta bulunan mahkeme binası önünde toplanarak itirazlarını belirttiler. 

Görüntülenme: 970 Tarih: 16 Ekim 2021 20:58
LÜBNAN'A KURULAN TUZAK (ANALİZ)

Bitar aceleci ve adil olmayan hatta aynı zamanda belki de siyasi bir kararla Lübnan’ın eski bazı milletvekilleri ve bakanların tutuklanmasına karar verdi. Protestocu grup bu karara barışçıl bir şekilde itiraz ederken kimliği belirsiz kişilerin yoğun silahlı saldırısına maruz kaldılar. Yaşanan saldırıda 7 kişi hayatını kaybederken en az 60 kişi de yaralandı. 
Olayın ardından Lübnan Hizbullah hareketi ve Emel hareketi yayınladıkları ortak bildiride göstericilere saldıranların, Suudi Arabistan’ın maddi desteğini alan ve batı yanlısı 14 Mart grubu liderlerinden Semir Caca’ya bağlı “Lübnan güçleri” partisine bağlı olduklarını belirtti.
Bu olayın, Amerika’nın yeni Beyrut büyükelçisi Dorothy Shia’nın direnişe karşı bazı hareketlerde bulunması ile eşzamanlı yaşanması dikkatlerden kaçmadı, zira görünüşe göre bu hareketler Lübnan’ı kaosa sürüklemek hedefiyle gerçekleşiyor. Söz konusu istikrarsızlaştıran olayların başlıca sebebi, Lübnanlı grupların yeni hükümeti kurmadaki başarıları ve ülkenin sorunlarını çözmeye çalışmalarıdır. Bilindiği üzere daha önce hükümeti kurmakta başarısız kalan Saad Hariri 13 aylık süre içinde hükümeti kurmakta aciz kaldı ve sonuçta batı yanlısı 14 Mart grubu da Lübnan’da kaos ve gerginlik yaratarak ülkenin iç ortamını iç savaşa sürüklemeye çalışıyor. 


Hiç şüphesiz Lübnan’da direnişe karşı böyle gelişmeler ve olaylar Amerika’nın bilgisi dışında gerçekleşemez. Bu konuda Lübnan Hizbullah hareketi yürütme konseyi başkanı Haşim Safiyeddin yaptığı açıklamada, Beyrut olaylarının Amerika elçiliği tarafından atılan adımlardan biridir. 
Haşim Safiyeddin Lübnan halkının tamamen barışçı bir şekilde yargı sisteminin siyasi tutumu ve işlediği zulme karşı itirazda bulunduklarını, Samir Caca’ya bağlı “Lübnanlı güçler” partisinin, göstericileri öldürme hedefiyle pusuya yattığını ve böylece bir kez daha Lübnan’da iç savaşın başlamasını tasarladıklarını belirtti.
Tabi bu arada Amerika Beyrut elçisinin bölgede bazı Arap rejimlerin desteği olmaksızın benzer kışkırtıcı eylemlere girişmeyeceği gerçeğini de unutmamak gerekir, nitekim Hizbullah yetkilisi de bu konuya vurgu yaparak Amerikan elçiliğinin bölgedeki bazı Arapların desteğinde benzer olaylara sebep olduğunu, bu ülkelerden birinin ise muhakkak Suudi Arabistan olduğunu açıkça ifade etti. 
Beyrut’ta silahlı saldırı olayı aslında kendi örneğinde ikinci olaydır. Temmuz ayının sonlarında da Lübnan’da benzer bir fitne yaşanmıştı. O olay Beyrut’un güneyinde Helde bölgesinde Lübnan Hizbullah hareketi üyesi Ali Şebli’nin cenaze töreninde yaşandı, olayda 4 kişi öldü ve yaklaşık 10 kişi de yaralandı.
Aslında Helde olayı da tam Necip Mikati’nin yeni kabineyi kurmakla görevlendirildiği sırada yaşandı. Bu yüzden Lübnan aylardan beri Amerika ve onların ülke içindeki uçaklarının komplo ve fitnelerinin hedefi olmuştur, üstelik Hizbullah hareketinin Lübnan halkına yakıt ulaştırmadaki başarısı da onların daha da öfkelenmesine sebep olmuştur. 
Fakat Lübnan halkı kendi ülkelerinin gerçeklerinin farkındalar ve onların İran İslam cumhuriyetinden Lübnan hizbullahı’nın yakıt ithal etmesine verdikleri destek ayrıca onların mutluluğu ve sevinç gösterileri ise bu olayın somut kanıtıdır.

parstoday

Yorumlar