BAKÜ-TEL AVİV İLİŞKİLERİ NEREYE GİDİYOR? (ANALİZ)

Siyonist rejim İsrail ile Azerbaycan Cumhuriyeti arasındaki sıkı ilişkiler aslında gizli bir konu olmaması ile birlikte, Kafkasya bölgesinde yaşanan son gelişmeler bu ilişkilerin boyutlarını daha da gün yüzüne çıkarmaya başladı. 

Görüntülenme: 1320 Tarih: 12 Ağustos 2021 12:12
BAKÜ-TEL AVİV İLİŞKİLERİ NEREYE GİDİYOR? (ANALİZ)

Siyonist rejim ihtiyaç duyduğu ham petrolün yüzde 40 kadarını Azerbaycan Cumhuriyeti’nden ithal ediyor ve bu ülkeye silah satan rejimlerin başında yer alıyor.

Aslında Tel aviv genellikle silah ihracatı hakkında pek açıklama yapmıyor, ama yine de yıllardır bu rejim Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ihtiyaç duyduğu silahları temin eden rejimlerden biri olarak biliniyor.

Gerçekte ilk bakışta çakma bir rejim olan İsrail rejimi ile nüfusunun kahir çoğunluğu Müslüman ve Şia olan Azerbaycan Cumhuriyeti gibi bir ülke ile sıkı ilişkileri ve yakın ve stratejik işbirliği biraz şaşırtıcı gelebilir; ancak bu yakınlığın köklerini Azerbaycan Cumhuriyeti’nin eski Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra bağımsızlık yıllarında aramak gerekir.

Uzmanlara göre iki taraf bu dostluktan çok iyi yararlandılar. Siyonist rejim ihtiyaç duyduğu ham petrolün yüzde 40 kadarını Azerbaycan Cumhuriyeti’nden temin ediyor. Bu petrol boru hattı üzerinden Bakü’den Türkiye’nin Akdeniz kıyılarında Ceyhan limanına ve oradan da İsrail’e intikal ediyor. Bakü yönetimi ise bunun karşılığında İsrail’den ihtiyaç duyduğu silahların önemli bir bölümünü temin ediyor. uluslararası Stokholm barış etüt müessesesinin tahminlerine göre Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ithal ettiği silah ve askeri teçhizatın yüzde 60 kadarı İsrail’den satın alınıyor.

Bundan önce Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev de ülkesi ve siyonist rejim beş milyar dolarlık silah anlaşması imzaladığını açıklamıştı.

Bu arada görünen o ki korsan İsrail Azerbaycan Cumhuriyeti bağımsızlığına kavuştuktan kısa bir süre sonra Bakü yönetimine İran İslam Cumhuriyeti’ne karşı bir casusluk sistemi kurdu ve doğal olarak kendisi de özel şartlarda bu sistemden yararlandığı anlaşılıyor.

Yeni duyumlara göre İsrail’in casusluk örgütü Mossad ajanları da Azerbaycan Cumhuriyeti sınırlarından İran topraklarına sızmak ve çeşitli operasyonları düzenlemek ve gelecekte de Azeri vatandaşların arasından bazılarını işbirliğine teşvik etmek için yararlanmak istiyor. gerçi Bakü yetkilileri bu tür bir işbirliğini inkar ediyor.

Öte yandan siyonist rejimle Azerbaycan Cumhuriyeti arasındaki sıkı ilişkiler bazen kendine özel diplomatik sıkıntılara da yol açıyor ki bu da Bakü yönetiminin bu konuda resmi ve net bir tutum sergilemesine mani olduğu anlaşılıyor.

Her halükarda Azerbaycan Cumhuriyeti ile siyonist rejim arasındaki ilişkilerin 210 yıllık bir maziye dayanıyor. Azerbaycan Cumhuriyeti 1810 yılında ilk Yahudiler Avrupa’dan gelerek Bakü’ye yerleşmeye başladıkları günden itibaren dünya Yahudilerinin ilgi odağına yerleşti.

İlk sinagog ise 1832 yılında Bakü’de inşa edildi. Daha sonraları ve 1870 yılında Azerbaycan Cumhuriyeti petrol üretmeye başlayınca Yahudi iş adamları bu ülkeye akın etmeye başladı.

Hali hazırda Azerbaycan Cumhuriyeti’nde yedi ile on bin Yahudi yaşıyor. Azerbaycan Cumhuriyeti’nde üç Yahudi toplumu bulunuyor. Birinci topluluk en çok Krasnaya Sloboda ve Bakü’de yaşayan Yahudiler, ikinci topluluk genellikle Bakü ve Samgayet’te sakin olan Eşkinazi Yahudiler ve üçüncü topluluk da Gürcistan sınırında yaşayan Gürcü Yahudilerdir.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev bundan önce ülkesi ile korsan İsrail ilişkileri hakkında yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı:

Azerbaycan Cumhuriyeti’nde çok aktif bir Yahudi camiası yaşıyor. Bence bu camia bölgenin en büyük Yahudi topluluğudur ve Azerbaycan Cumhuriyeti ile İsrail ilişkilerinde önemli rol ifa ediyor.

Öte yandan Azerbaycan Cumhuriyeti Yahudilerinden de 70 bin kadarı İsrail’de yaşıyor. Korsan İsrail’in Azerbaycan Cumhuriyeti’nde eski büyükelçisi Dan Stav bir röportajında şu ifadeleri kullandı:

Azerbaycan Cumhuriyeti ve İsrail Yahudi toplulukların önemini iyi biliyor. Azerbaycan Yahudileri İsrailli vatanseverlerin canlı örneklerinden biridir ve aynı zamanda kendi vatanları Azerbaycan’a da aşıktırlar.

Bu arada Azerbaycan Cumhuriyeti ile İsrail arasındaki siyasi ilişkilerin iki tarafın arasındaki ticari ve iktisadi ilişkileri de etkilediği belirtilmelidir. 1993 yılından itibaren Azeri firma AZAL Bakü Tel aviv arasındaki uçak seferlerini gerçekleştiriyor. Yine Azerbaycan Cumhuriyeti piyasasına giren ilk cep telefonu operatörü İsrailli Bakcel firmasıydı.

Bundan başka Şubat 2007’de Azerbaycan Cumhuriyeti ile İsrail arasında ilk iktisadi belge imzalandı; yatırımlara destek ve çifte vergi anlaşması Nisan 2017’de feshedildi. Yine Temmuz 2019’da iki taraf bir işbirliği protokolü imzaladı. Buna göre İsrail Azerbaycan Cumhuriyeti’nde milli enformasyon sisteminin kurulmasında müşavir olarak görev yapması kararlaştırıldı.

Sonuçta siyonist rejim Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ilk on ticari ve iktisadi ortağı arasına girdi. 2019 yılında Azerbaycan Cumhuriyeti ile İsrail arasındaki ikili ticaret hacmi 1.4 milyar dolara ulaştı; ancak korona virüs salgını yüzünden bu rakam 2020 yılında biraz geriledi. Bu rakamlarda ise iki taraf arasındaki askeri ve teknik işbirliği ile ilgili rakamlar yer almıyor.

ABD enerji ajansının verilerine göre Azerbaycan Cumhuriyeti İsrail’in ihtiyaç duyduğu ham petrolün yüzde 40 kadarını karşılıyor. Bu durum İsrail’in 1973 yılında karşı karşıya kaldığı petrol krizine karşı güvence altına alıyor. İsrail ayrıca Azeri firmaların İsrail karasularında doğalgaz sahalarının araştırılmasına katılmasına sıcak bakıyor.

Öte yandan Bakü ile Tel aviv arasındaki askeri ve teknik işbirliğinin 20 yıllık bir maziye dayandığı da belirtilmelidir. 2004 yılında Tel aviv Bakü ile Türkiye’de üretilen İsrail patentli silahları satın almak için bir anlaşma imzaladı. Wikileaks sitesinin belirttiğine göre Eylül 2008’de korsan İsrail ile Azerbaycan Cumhuriyeti bir anlaşma imzaladılar. Anlaşmaya göre siyonist rejimin Soltam firması Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ihtiyaç duyduğu havan topu ve mühimmatını, iletişim cihazlarını, füze ve kumanda sistemlerini temin etme imtiyazını kazandı.

Bu firma Bakü’ye füze topları, Sovyetler Birliği dönemine ait eski Grad sistemlerini modernize etme yöntemlerini, füzelerin kumanda sistemlerini ve rampalarını sundu. Bu arada bazı uzmanlar siyonist rejimin Azerbaycan Cumhuriyeti’ne bazı modern radarları, Barak 8 hava savunma sistemini, sınır muhafaza botları ve hafif firkateynleri de verdiğine inanıyor.

Yine son beş yılda korsan İsrail’in Azerbaycan Cumhuriyeti’ne yüzde 43 yeni silahlar verdiği anlaşılıyor. Öte yandan siyonist firmaların Azerbaycan Cumhuriyeti ordusu personeline özel eğitim verdikleri ve bu ülkeden casusluk bilgilerini topladıkları belirtiliyor.

Hali hazırda korsan İsrail ile Azerbaycan Cumhuriyeti arasındaki görecede dostane ve güvenilir ilişkiler dünyanın birçok ülkesi için ideal bir model olarak görülüyor. Bu ikili görecede stratejik ortaklar gibi duruyor. Ancak mesele bu kadar kolay göründüğü gibi olmadığı anlaşılıyor. İsrail’in Azerbaycan Cumhuriyeti’nde eski büyükelçisi Dan Stav bu konuya şöyle açıklık getiriyor:

Azerbaycan Cumhuriyeti hoşgörünün bariz örneğidir. Nüfusunun yüzde 97 kadarı Müslüman olan bu ülke İsrail ile çok iyi ilişkileri vardır.

Bu konuda dikkat çeken nokta, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in sözleridir. Aliyev Azerbaycan Cumhuriyeti ile İsrail ilişkileri buz dağına benzediğin ve onda dokuzu suyun altında bulunduğunu ve görülmediğini, İran, Azerbaycan, Türkiye üçgeni bölgede hızla geliştiğini ve İsrail bunda günden güne daha çok rol ifa ettiğini hatırlattı.

Her halükarda gerçi İsrail münakaşa konusu olan bölgeden uzaktır, fakat Güney Kafkasya bölgesinde stratejik çıkarları vardır.

Bu arada Azerbaycan Cumhuriyeti ile İsrail arasındaki ilişkilerin İsrail ile Ermenistan ilişkilerini önemsiz hale getirdiği de belirtilmelidir.

Siyonist rejim ve Azerbaycan Cumhuriyeti Nisan 1992’de diplomatik ilişkilerini başlattılar ve siyonist rejim 1993’te Bakü’de büyükelçiliğini açtı. O tarihten beri iki taraf arasındaki ilişkileri hızla gelişmeye başladı. Bu ikilinin ilişkileri ise iki jeo stratejik etkene dayanıyor. Birinci etken, Bakü’nün dağlık Karabağ bölgesi üzerindeki siyasi egemenliğini kaybetmesi ve bu durumu yayılmacı bir askeri planla düzeltmeye ihtiyaç duymasıdır. Bu durum Bakü’yü İsrail’den savunma teknolojisi ithalatçısı yaptı. Bu çerçevede İsrailli savunma firmaları Azeri korumaları eğitmeye ve Bakü hava limanında güvenlik sistemlerini tasarlamaya ve Sovyetler Birliği döneminden kalma askeri teçhizatı geliştirmeye başladılar.

Her halükarda bu durum doğal olarak İsrail’i Azerbaycan Cumhuriyeti için uygun bir ortak yapmıştır. Bu arada Azerbaycan Cumhuriyeti’nin İran ile ortak sınırları bulunması da bu ülkeyi siyonistler için stratejik bilgi toplamaları bakımından ideal bir mekan yapmıştır. Medya organları korsan İsrail 1990’lı yıllarda Bakü yönetimine İran sınırı boyunca istihbarat toplayan elektronik istasyonlar kurmasına yardım ettiğini ileri sürüyor.

Buna karşın bazı uzmanlara göre korsan İsrail ile Azerbaycan Cumhuriyeti ilişkilerinin bazı zayıf yönleri de bulunuyor. Bakü yönetimi Moskova ve Tahran’ın jeo politik baskıları ile karşı karşıyadır. Yine Ermenistan ile bazen soğuk bazen sıcak savaş da ortadan duran bir sorunda. Bu denli zorlu jeopolitik şartlarda ise Bakü yönetimi Tel aviv ile ilişkilerini dikkatle dengelemesi ve sonuçta Tahran, Moskova ve hatta Ankara tarafından daha ağır baskılara maruz kalmaması kaçınılmaz bir zarurettir.

Parstoday

Yorumlar