Siyonist rejim Başbkanı Naftali Bennett herhangi bir kanıt ve belge sunmadan dün yaptığı açıklamada, İran İslam Cumhuriyeti'ni söz konusu gemiye saldırmakla suçladı.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade işgal rejimi İsrail yetkililerinin suçlamalarına gösterdiği tepkide, Siyonist rejimin defalarca bu tür suçlamalarda bulunduğuna işaretle, bu suçlamaların işgal rejiminin Amerika'daki tanınmış ve kiralık lobisi çerçevesinde gündeme getirildiğini vurguladı.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hatibzade yaptığı açıklamada başka bir gerçeğe de işaretle, işgal rejiminin bulunduğu her yerde şiddet, olay, savaş ve suikast olduğunu, bunun için bu rejimin bölgeye gelmesine izin verenlerin tüm bu olaylardan sorumlu olduğunu vurguladı.
Siyonist işgalci rejimin Batı Asya bölgesinde daha önce defalarca sabotaj ve yıkıcı eylemlerde bulunması nedeni ile bazı uzmanlar ve bölge yetkilileri, korsan İsrail rejiminin bu gibi eylemlerde parmağı olduğuna dikkat çekmişti.
Batı Asya uzmanlarından Seyyid Hadi Borhani yaptığı değerlendirmede, "İsrail'in son senelerde defalarca İran İslam Cumhuriyeti aleyhinde girişimlerde bulunduğuna işaretle, İsrail'in bu tür saldırıları bizzat kendisinin gerçekleştirmiş olabileceğini" belirtti. 
İsrail rejiminin İran'ı suçlamak suretiyle bölge güvenliğini bozmaya çalıştığına dikkat çeken uzman, Biden'in iktidara gelmesiyle Amerika'nın nükleer anlaşmaya dönme ve anlaşmazlıkları çözüme kavuşma olasılığının arttığından rahatsız olan işgalci rejim İsrail'in bu gelişmelerin önünü kesmeye ve Amerika'nın anlaşmaya dönmemesi için yoğun şekilde çalıştığını vurguladı.
Irkçı rejim İsrail parlamentosunun eski üyelerinden Taleb Abuarar bir süre önce yaptığı açıklamada, sahte rejiminin Füceyre limanında petrol tankerlerine düzenlenen saldırıların arkasında olduğuna işaretle, İsrail ve bazı bölgesel tarafların gerginlik çıkarma peşinde olduğunu, işgali rejim İsrail'inin bu girişimleri bölgede gerilim ve olay çıkarmak amacıyla yaptığını vurguladı.
Bu bağlamda iki önemli konu üzerinde durmak gerek:
Birincisi, Siyonist rejimin bölgedeki saldırganlığını ve direniş eksenine yönelik saldırılarını Suriye, Lübnan ve Yemen'de sürdürmesine rağmen karşılıklı bir yanıt beklememesi mantıklı değil.
Irkçı İsrail rejimi sürekli tek taraflı darbe vurmasına rağmen hiçbir yanıt almayacağını düşünmekle hata yapıyor. İsrail rejiminin bölgedeki saldırılarına verilen yanıt, yeni bir denklem oluşturmuş, İsrail bir zamanlar her hangi bir ülkeye rahatlıkla saldırmasına rağmen yanıt görmediği dönem artık sona ermişti. Bu bağlamda bölgedeki bazı direniş kaynakları, Umman'ın kuzeyinde İsrail gemisine yapılan saldırının Siyonist rejimin Suriye'nin Kasir bölgesindeki Zabaa havalimanına düzenlediği son saldırısına verilmiş bir yanıt olduğunu duyurdu.
İkinci konu, Fars Körfezi, Umman Denizi ve Hürmüz Boğazı'nın güvenliğinin önemidir. Aslında birileri Fars Körfezi'ni istikrarsızlaştırmaya çalışmakta. Şimdiye kadar bölgeye birkaç savaş dayatılarak, bu bölgeden petrol geçişi ve ticarete engel olmaya çalışılmıştır.
Ve son olarak, Fars Körfezi'nin kıyısında yer alan Arap ülkeleri, işgal rejimi İsrail'in bölgedeki varlığının barış ve istikrara katkı sağlamayacağını bilmeleri gerekiyor çünkü bu rejim terörizm, saldırganlık ve savaş ile kendi illegal varlığını bölgeye dayatmıştır. İşgal yıllarca sürebilir, ancak daimi olmaz, bazı Arap ülkeleri de, bölge güvenliğini tehdit eden İsrail rejimi için meşruiyet kazandıramazlar.

Parstoday