KUDÜS KILICI SAVAŞI (ANALİZ)

Siyonist rejim ve Filistin direnişi arasındaki Seyf-ul Kudüs savaşı üzerinden birkaç gün geçiyor. Gerçi korsan rejim can kaybı ve kentlerdeki yıkım açısından daha üstün ve iyi durumda olsa da ırkçı rejime yönelik sayısız etkileri nedeni ile İsrail’e bir uyarı alarmı sayılıyor. 

Görüntülenme: 1627 Tarih: 15 Mayıs 2021 14:47
KUDÜS KILICI SAVAŞI (ANALİZ)

Savaşın birinci konusu, Gazze şeridinden yüzlerce roket ve füzenin işgal edilen topraklara fırlatılmasıdır. İsrail ordusu savaşın ilk 3 gününde Gazze şeridinden 1500’den fazla roketin işgal edilen topraklara atıldığını belirtti. Hamas’ın askeri kolu İzzettin Kassam tugayları sözcüsü Ebu Ubeyde, işgal topraklarında Ramon havaalanına Ayaş orta menzilli füze fırlattıklarını belirterek bu füzenin 250 km menzili ve yüksek tahrip gücü olduğunu belirtti. 
Bu kadar büyük sayıdaki füze ve menzillerinin artması ayrıca direniş güçlerinin uzun bir savaş için hazırlıklı olduklarını belirtmesi ve silah dolu depoların varlığı, Gazze’nin 2006 yılından beri korsan rejimin ağır ablukası ve kuşatması altında bulunduğu bir dönemde gerçekleşiyor. Bu yüzden direniş güçlerinin, kendilerine dayatılan kuşatmayı, askeri açıdan yeterli hale gelmek için kullanmaları, korsan rejim için bir uyarıdır.
İkinci konu ise işgal altındaki topraklarda 8 kişinin ölmesi ve onlarcasının yaralanması, halkın panik içinde sığınaklara kaçması, işgal topraklarına fırlatılan roket  ve füzelerin İsrail’in demir kubbesini aşabildiklerini gösteriyor. Bu yüzde yaşanan savaşta demir kubbe sistemi iki açıdan ele alınabilir.
Birincisi direniş güçleri tarafından fırlatılan yoğun roket ve füzelere karşı güçsüzlüğü ve diğer yandan da İsrail rejimi için yüklü masraflara mal olmasıdır. 
İsrail Hiyum siyonist basını tarafından yayınlanan bilgilere göre demir kubbenin her izlemesi 80bin dolara mal oluyor. Aslında siyonsitler direniş güçleri tarafından ucuz maliyetle üretilerek fırlatılan her füze ve roketleri izlemek için 80 bin dolar masraf yapıyorlar.
Üçüncü konu ise Filistin direnişinin önceki savaşlara rağmen bu savaşta korsan rejimin havaalanı gibi stratejik noktalarını vurma gücüne ulaşmasıdır. Bu bağlamda Filistin direnişi fırlattığı füze ile Ben Gorion havaalanına inecek olan tüm uçakların rotasını değiştirebildi. Bu arada Gazze’nin güneyinden 220 km uzakta olan Ramon uluslararası havaalanı da uçuşlara kapatıldı. Bu kabiliyet İsrail rejimin ne kadar kırılgan ve saldırılara açık olduğunu gösteriyor; bu da korsan rejime savaşın sürmesi durumunda ciddi bir uyarıdır.
4. nokta Kudüs savaşı ve Filistin direniş güçlerinin önleyici kabiliyetleri, işgal edilen topraklarda uyuyan sosyal krizi açığa çıkartmasıdır. İşgal yönetimi homojen bir nüfus yapısına sahip değil ve farklı kültürel ve sosyal kesimlerden oluşuyor. Zira işgal topraklarında yaşayanların çoğu diğer ülkelerden buraya göç etmiştir. Savaşın yaşandığı son günlerde “Bet Yem”de Arap asıllı bir kişi fanatik Yahudiler tarafından darp edildi, diğer bir Arap vatandaş da aynı kaderi paylaştı. Aslında savaş, İsrail toplumunda yaşanan açık kimlik uçurumları ve farklılıkları ve kavgayı açığa çıkarttı. Bu da başlı başına bu rejim için ciddi ve önemli bir uyarıdır.
Bu bağlamda, kabineyi kurmakla görevli olan Yaş Atid partisi başkanı Yair Lapid yaptığı açıklamada “İsrail sokaklarında şahit olduklarının ciddi bir tehlike olduğunu” söyledi.
Savaşın 5. Konusu ise İsrail sisteminde siyasi çıkmazın devam etme ihtimalidir. Netanyahu 28 gün içinde kabineyi kuramazken Yair Lapid yeni kabineyi kurmakla görevlendirildi. Lapid Raim Arap listesi ile kabineyi kurmak konusunda anlaşmaya varmak üzereydi fakat savaş neredeyse araplarla ittifak kurmayı imkansız hale getirdi. Görünüşe göre İsrail rejimi son 2,5 yılda 5. Parlamento seçimlerine gidecektir. 
Yaşanan savaşla ilgili yorumlardan biri de Netanyahu’nun iktidarda kalmak için bir savaşa ihtiyacı olduğu, savaşın İsrail’de siyasi çıkmazın devam etmesi ve Netanyahu’nun kişisel çıkarlarını sağlaması yönünde.

parstoday

Yorumlar