NASRALLAH'TAN DÜNYA KUDÜS GÜNÜ KONUŞMASI

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, Dünya Kudüs Günü münasebetiyle bir konuşma yaptı. 

Görüntülenme: 2141 Tarih: 08 Mayıs 2021 11:46
NASRALLAH'TAN DÜNYA KUDÜS GÜNÜ KONUŞMASI

Seyyid Hasan Nasrallah’ın konuşmasının başında şu ifadelerde bulundu: ‘Öncelikle bazı söylentilerin aksine korona değilim ve bu hastalığa ait herhangi bir semptomum yok. Bu konuşmada, Filistin meselesinden, deniz sınırlarının çizilmesine yönelik müzakerelerden ve İsraillilerin yapacağı askeri manevralardan bahsedeceğim.

Filistin meselesine gelince, Filistinlilerin haklarını savunmaya devam ettiklerini ve Kudüs'ten vazgeçme niyetinde olmadıklarını söylemeliyim. Bu Filistin halkı için bir ilkedir.

Filistin'deki direnişin meşruiyeti olan bir direniştir. Direnişi meşrulaştıran Filistin halkıdır. Filistinliler topraklarından ve direnişlerinden asla vazgeçmediler. Şu anda Filistin'de ve özellikle Şeyh Cerrah’ta yaşananlar bu iddianın kanıtıdır.

Siyonistler, bir umutsuzluk halinin Filistinlileri alt edeceğini ve Filistin vatandaşlarının devam eden kuşatma ve ekonomik baskılara boyun eğeceğini hayal ettiler. Ancak Filistinlilerin tepkisi ve direnişi İsraillileri şaşırttı.

Biz, Filistin halkının haklarının korunmasını ve haklarının iade edilmesini hak ettiğine inanıyoruz. Bu millet, işgal altındaki Kudüs'ü ve ana vatanını korumayı hak ediyor.

Filistin direniş gruplarından ricam, direniş seçeneğine bağlı kalmalarıdır, çünkü bu seçenek gelecekte çatışmanın kurallarını değiştirecektir. Aynı zamanda bölgedeki direniş ekseninin istikrarının çok önemli olduğuna ve Siyonist düşmanla mücadelede büyük etkisi olduğuna inanıyorum.’

Hizbullah Genel Sekreteri konuşmasının başka bir bölümünde İran İslam Cumhuriyeti’ne değindi ve şunları söyledi: ‘İsrail'in İran'la ilgili tüm hesaplamaları çöktü. İran İslam Cumhuriyeti tehlikeli bir aşamayı geçti, çünkü İsrail'in onu savaşa sürükleme çabaları başarısız oldu; Görünüşe göre bazı Arap ülkelerinin bu alandaki çabaları da başarısız oldu.

İran şu anda direniş eksenindeki en güçlü ülkedir ve ABD ile Siyonizm’in onunla ilgili tüm hesaplamaları ve denklemleri çıkmaza girmiştir.

Amerikalıların ve Siyonistlerin İran İslam Cumhuriyeti ile ilgili hesaplarından biri de Tahran'ın nükleer programından vazgeçeceği yönündeydi. Bu asla olmamış ve bir daha olmayacak bir şeydir.

Natanz nükleer tesisindeki sabotaj operasyonuna İran İslam Cumhuriyeti'nin verdiği en büyük cevap, zenginleştirme seviyesini artırmak oldu; Bu, İsraillileri korkutan bir şeydir.’

Geçtiğimiz 40 yıllık deneyim, İran İslam Cumhuriyeti'nin müttefiklerini asla terk etmediğini gösteriyor. İran müttefiklerini terk etmez veya onlar üzerinde ticaret yapmaz.

Biz Hizbullah olarak İran İslam Cumhuriyeti ile Suudi Arabistan arasındaki her türlü müzakereyi memnuniyetle karşılıyoruz. Böyle bir diyaloğun bölgeye daha fazla barış getirmeye yardımcı olacağına inanıyoruz. İran-Suudi görüşmelerinden endişelenmesi gerekenler Tahran’ın müttefikleri değil, Suudilerin müttefikleridir.

 

Elbette Suudiler de İran'ın ne direnişi ne de Suriye'yi satmayacağını bilmelidir. Bu nedenle Suudi yetkililer, İran'la ilişkilerinden dolayı Suriye konusundaki şartlarını Tahran'a dayatamazlar.

Hizbullah Genel Sekreteri konuşmasının başka bir bölümünde Suriye’deki gelişmelere değindi ve şu ifadelerde bulundu: ‘Suriye krizi şu anda çözülüyor. Suriye'deki savaş neredeyse bitti. Bugün birçok Arap ülkesi Suriye hükümeti ile temas halindedir.’

Seyyid Hasan Nasrallah, Irak ve bölgedeki diğer gelişmeler ilgili olarak da şunları söyledi: ‘Irak şu anda IŞİD'in kalıntılarıyla savaşıyor. Bu ülkede IŞİD’i canlandırmak için çaba gösteriliyor. Bugüne kadar ABD'nin IŞİD'i yeniden canlandırma çabaları başarısız oldu.

Yemen'e gelince, bu ülkenin direniş ekseninin gücünü artırdığını söylemeliyim. Bugün, Siyonist rejim artık direniş eksenini yok edemeyeceği sonucuna varmıştır. Yemenliler, Suudi saldırılarının yedinci yılında direnmeye devam ediyor. Yemen'in Filistin sorununa verdiği destek bu ülkenin özel yerini gösteriyor.

İsrail şu anda bölgedeki gelişmelerden ve direnişin zaferinden derin endişe duyuyor. Siyonist rejim bugün krizdedir. Siyonist rejimin iç krizleri en üst düzeye ulaştı ve bu, onun zayıflığının bir işaretidir.

 

Bugün, Siyonistlerin en büyük endişesi iç durumlarıyla ilgilidir. Siyonistler şu anda bir iç savaşa doğru ilerliyorlar ve bundan çok endişe duyuyorlar.

 

Hizbullah Genel Sekreteri konuşmasının devamında, direnişin, işgal altındaki topraklardaki Dimona nükleer tesisine düzenlediği füze saldırısına değindi ve şunları söyledi: ‘Dimona nükleer tesisinin yakınına isabet eden füze, Siyonistler arasında büyük bir endişeye neden oldu.

İsrail, direniş operasyonlarının Batı Şeria'ya çekilmesinden derin endişe duyuyor. Siyonist rejim şu anda birçok iç ve dış krizle karşı karşıyadır.

Her halükârda, Dünya Kudüs Günü'nde Filistin davasını desteklemek hepimizin görevidir. Tüm Müslümanlar ve özgür kişiler, zafere giden yolda Filistinlilere yardım etmelidir. Bu yardım çeşitli alanlarda sağlanmalıdır.’

Seyyid Hasan Nasrallah, deniz sınırlarını belirleme görüşmeleri konusuna da değindi ve şu ifadelerde bulundu: ‘Bizim duruş ve tutumumuz, 2000 yılında açıkladığımız şeydir. Direniş olarak Siyonist rejim ile sınırların çizilmesine müdahale etmiyoruz; zaten şimdiye kadar da müdahalede bulunmadık.

Deniz sınırlarının çizilmesi konusunda tarihi olarak görev ve sorumluluğunu yerine getirmesi gereken Lübnan hükümetidir. Tabii Lübnan halkının çıkarlarının sağlanması gerektiği de aşikardır.’

Hizbullah Genel Sekreteri ayrıca, Siyonist rejimin Pazar gününden itibaren askeri tatbikatlar düzenleme planına değindi ve bu konuda şunları söyledi: ‘Bu askeri tatbikatların başlamasıyla birlikte, bizim de Siyonist düşmana karşı tam hazırlıklı olmak için gözlerden ve kameralardan uzak, tamamen sakin adımlar atacağımızı söylemeliyim.

Siyonist düşmanı, askeri tatbikat sırasında herhangi bir saldırgan harekete direnişin asla izin vermeyeceği konusunda uyarıyorum; Dolayısıyla bu askeri tatbikat sırasında Lübnan topraklarına en ufak bir müdahalenin gerçekleşmemesi bekleniyor, aksi takdirde direniş Tel Aviv'e cevap verecektir.’

Gerçek şu ki, direniş ekseni olarak gücümüz her geçen gün artıyor ve Siyonist düşman bu gücün artmasını engelleyemiyor. Bugün Siyonist rejimde açık boşluklar var. Soru şu, İsrail mevzilerine birkaç cepheden binlerce füze atılırsa, onların füze sistemleri bu füzeleri durdurabilecek mi? Kesinlikle hayır. Siyonistler direnişin füze gücüne karşı koyamazlar.

 

Herkesin bildiği gibi dördüncü İsrail seçimleri yaklaşıyor ve Netanyahu iktidarda kalmaya çalışıyor. Bu, iki yıl içindeki dördüncü seçim. Netanyahu'nun amacı hapishaneden ve yargılanmaktan kaçmaktır.’

rasthaber

Yorumlar