NASRALLAH ABD'DEKİ OLAYLAR VE LÜBNAN'DAKİ SON GELİŞMELERLE İLGİLİ ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR YAPTI

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, ABD'deki gelişmeler ve kabinenin kurulması da dahil olmak üzere Lübnan'ın iç meseleleri hakkında bir konuşma yaptı. 

Görüntülenme: 1436 Tarih: 09 Ocak 2021 10:48
NASRALLAH ABD'DEKİ OLAYLAR VE LÜBNAN'DAKİ SON GELİŞMELERLE İLGİLİ ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR YAPTI

Seyyid Hasan Nasrallah Cuma akşamı Lübnan’ın iç meseleleri hakkında bir konuşma yaptı. 

Hizbullah Genel Sekreteri konuşmasının başında şunları söyledi: ‘Sadece Lübnan'daki gelişmelerden bahsetmem gerekiyordu, ancak Amerika Birleşik Devletleri'ndeki önemli gelişmeler, özellikle Donald Trump taraftarlarının Kongre binasına saldırısı ve sonrasında yaşanan olaylar, üzerinden rahatlıkla geçilecek konular değildir.’ 

Amerika’daki olaylar 

Seyyid Hasan Nasrallah şu ifadelerde bulundu: ‘Amerika’nın bölgedeki dostlarının yaşananları normal bir olay haline getirmeye çalışmasına rağmen, bu olaylar Amerika'nın sözde demokrasisinin gerçeğini gösterdi. 

ABD Kongresi'ndeki olaylara dair işaretler tehlikelidir ve bu ülkenin müttefikleri bunu küçümsemeye çalıştı. Ancak Amerikalılar, Trump'ın ülkelerine yönelik siyasi tehdidini hissettiler. 

ABD Kongresi'nde yaşananlar önemli bir olaydı; Bu olay, onların bir buçuk yıldır Lübnan'da yaratmaya çalıştıkları bir şeydi. Amerikalılar, Kongre'de meydana gelen olayları (benzer şekilde) diğer ülkelerin hükümetlerini devirmek için bu ülkelere ihraç etmeye alışmışlardı.’ 

Seyyid Hasan Nasrallah, General Kasım Süleymeni ve Ebu Mehdi el-Mühendis’in şehadeti olmak üzere Amerika hükümetinin son yıllardaki eylemlerini eleştirerek şunları söyledi: ‘Trump, Amerika’nın siyasi ve askeri istikbarının ham bir örneğidir. Amerikalıların ve dünyanın son günlerde gördükleri, Trump'ın Suriye, Irak ve Yemen'de son dört yılda dünya çapında işlediği suçlarının ve şehit komutanlar Hacı Kasım Süleymani ve Ebu Mehdi el-Mühendis’e yönelik suikastlarının basit bir örneğidir. 

Allah-u Teala’dan Trump'ın başkanlığının kalan birkaç gününü hayırlıca geçirmesini diliyoruz; Gerçekten, Allah-u Teala dünyayı son dört yıldır korudu; Çünkü nükleer düğme (nükleer silahların kullanımı için komuta emri) deli ve mütekebbir birinin elindeydi.’ 

Amerika'nın Lübnan ile düşmanlığının nedeni 

Hizbullah Genel Sekreteri konuşmasının devamında şunları söyledi: ‘Amerika’nın tüm ilgisinin Lübnan olmasının ana nedeni, bu ülkedeki direniştir; En azından 2005'ten beri ve onlar için her şeyden önemli olan şey, İsrail ve bu rejimin kaynakları ve güvenliğidir.’ 

Seyyid Hasan Nasrallah, Lübnan’a uygulanan yaptırımların nedeni hakkında da şu ifadelerde bulundu: ‘Eğer Lübnan, Amerika Birleşik Devletler, Avrupa ve bazı Arap rejimleri için değersiz ve bir hiç olsaydı, Lübnan'a karşı bu kadar çok yaptırım görmezdik. 

Trump'ın damadı Jared Kushner, Fas-İsrail ilişkilerini normalleştirmeyi amaçlayan toplantılara ve Arap zirvesine katılıyor ve ABD, Lübnan-Filistin sınırını çizmekle doğrudan ilgileniyor. 2005 yılından bu yana gerçek şu ki, ABD Lübnan'ı sadece direniş merceğiyle önemsiyor ve bu ülke için önemli olan şey, İsrail düşmanının güvenliğidir.’ 

Beyrut limanının patlaması milli bir meseledir 

Hizbullah Genel Sekreteri konuşmasının devamında Beyrut Limanında meydana gelen patlamaya değindi ve şunları söyledi: ‘Lübnanlılar bu davayı yerel ve ulusal bir dava olarak ele almalıdır. Patlama gerçekleştiğinde Lübnan limanı tahrip edildi ve bu patlama sonucu tüm din ve kabilelerden hayatlarını kaybeden Lübnanlılar oldu.’ 

Seyyid Hasan Nasrallah, patlamada hayatını kaybedenlerin ailelerine ve evleri hasar görenlere, Lübnan'daki direniş adına bu davayı takip edeceğine söz verdiğini ve Hizbullah’ın bu davanın adil ve dürüst bir şekilde sonuçlandırılması konusunda ısrar ettiğini söyledi. 

Hizbullah Genel Sekreteri şu ifadelerde bulundu: ‘En başından beri Beyrut limanının patlaması konusu, Hizbullah'ın füzeleri ve depoları planıyla bu harekete karşı kullanıldı.’   

Bu davanın araştırmasının henüz sonuçlanmamasını eleştiren Seyyid Hasan Nasrallah şunları söyledi: ‘Lübnanlı aileler ve Lübnanlılar altı aydır akrabalarının ve Lübnan vatandaşlarının nasıl öldürüldüğünü ve bu maddelerin (amonyum nitrat) Lübnan limanına neden, nasıl ve kimler tarafından taşındığını bilmiyorlar. 

Bu dava sonuçlandırılmalı ve olayın detayları belirtilmelidir. Lübnan ordusunun komutanlarını ve güvenlik güçlerini bu olayda sorumlu davranmaya ve soruşturmanın sonuçlarını halka anlatırken dürüst olaya çağırıyorum. 

Hizbullah’ın Garz’ul Hasene (Helal kredi) Kurumu 

Hizbullah Genel Sekreteri, Gharz al-Hasna  (Helal Kredi) Kurumunun Lübnan'da nasıl faaliyet gösterdiğine değinerek, son zamanlarda olumsuz tutumlar alındığını, ancak bu kurumun Hizbullah tarafından değil, halk tarafından kurulduğunu söyledi. 

Seyyid Hasan Nasrallah şu ifadelerde bulundu: ‘Bu kurum, Hizbullah'ın, tefeciliğin yasak olduğu yönündeki dini ve şer-i inancına dayanmaktadır ve bu konuda ülke halkından başka ne İran ne de başka bir ülke olsun hiç kimse işbirliği yapmamıştır ve bu kuruma kendi paralarıyla katılan ve para yatıranlar Lübnan halkıdır. 

Bu kurum, 33 günlük savaş sırasında rezervuarlardan biri saldırıya uğradığında bile, insanların mallarını asla yok etmedi veya kaybetmedi, Garz’ul Hasene (Helal Kredi) kurumu, kendini halkın mallarını ödemeye zorunlu kıldı. 

ABD'nin Hizbullah'a ve Hizbullah’a yakın kişilere yönelik yaptırımları ve Lübnan bankalarının eylemleri Garz’ul Hasene’ye (Helal Kredi) doğru ilerlemede rol oynadı.’ 

Hizbullah Genel Sekreteri, bu kuruma yapılan saldırıları ve bazı medyalardaki karalama kampanyalarını tuhaf bir eylem olarak nitelendirdi ve şu soruyu sordu: ‘Bir kişinin bu faizsiz kredilerle tarım yapması, işler kurması veya bir doktor veya mühendisin kendisi için bir ofis ya da işyeri açması Lübnan ekonomisine nasıl zarar verebilir? 

Garz’ul Hasene (Helal Kredi) Kurumu bir partiye, mezhebe veya bölgeye hizmet etme doğrultusunda değildir, kapıları din ya da etnik kökene bakılmaksızın tüm insanlar için açıktır.’ 

Hizbullah’ın uyuşturucu kaçakçılığı yapmakla suçlanması konusu 

Seyyid Hasan Nasrallah konuşmasının devamında bazı Lübnanlı ve yabancı medya kuruluşlarının Hizbullah aleyhindeki suçlamalarına tepki göstererek, bu iddiaların asılsız olduğunu söyledi ve şu ifadelerde bulundu: ‘İtalya’da bir geminin durdurulduğu ve bu gemide Hizbullah’ait uyuşturucunun olduğu yönünde haberler yayınlandı. Bu haberin aslı, bu geminin IŞİD’e ait olduğuydu. The Washington Post Gazetesi bir müddet sonra bu haberi, “Bu uyuşturucu maddeler Ortadoğu’da bir grup içindi” diye yazdı ama sonra bu Hizbullah’a dönüştü. 

Bu medya kuruluşları bizi amfetamin kaçakçılığı yapmakla suçladıktan sonra, araştırdığımızda, İtalyan yetkililerden herhangi birinin Hizbullah'ı uyuşturucu sevkiyatlarına karışmakla suçlamadığını gördük. 

Eğer Hizbullah güçlerinin bunu yaptığı kanıtlanırsa, derhal Hizbullah'tan ayrılacaklardır; "Çünkü dini mercilerimiz, her türlü zararlı madde ve uyuşturucu ticaretini haram ve ahlak dışı olarak görüyor.’ 

Kabine oluşumu ve bunun önündeki engeller 

Seyyid Hasan Nasrallah konuşmasının devamında şunları söyledi: ‘Bu ülkedeki bazı kişiler Hizbullah’ı Saad el Hariri başbakanlığında bir kabine oluşumuna bahane çıkarmakla suçlayıp, asıl engelin Hizbullah olduğunu iddia ederek, Hizbullah’ın Trump'ın Beyaz Saray'dan ayrılmasının ardından kabine oluşumunu erteleme niyetinde olduğunu iddia ediyor.’ 

Hizbullah Genel Sekreteri bu iddia ve suçlamaları reddederek şu ifadelerde bulundu: ‘Bazılarının Hizbullah'ın zaman kazanmaya çalıştığını iddia etmesi asılsızdır ve gerçek şu ki, yeni bir kabinenin kurulması konusundaki durum karmaşıktır. 

Bazıları, hükümet kurma konusunun İran-ABD görüşmelerini beklediğini söylüyor. Öyle bir şey yok. Bu tür müzakerelerin İran'ın Lübnan, Suriye, bölge ve füzeler üzerinde müzakere etmek istemesi ile ilgili olmaması gerekiyor. İran'ın nükleer meseleyle ilgili hiçbir görüşmesi yok; bugün İmam Hamanei de bunu belirtti. 

Amerika Birleşik Devletleri'nin koşulları göz önüne alındığında, yeni bir kabinenin kurulması ABD politikasında bir öncelik değildir, bu yüzden sizlere kabine oluşumunda dış mülahazaları bir kenara bırakıp iç anlayışlara odaklanmanızı tavsiye ediyorum.’ 

rasthaber

Yorumlar