NUREDDİN ŞİRİN YAZDI: CEPHEMİZ, ŞEHİTLERİMİZ VE DÜŞMANLARIMIZ

Muhsin Fahrizade’ye yönelik gerçekleştirilen saldırı ile ilgili olarak, birilerinin çıkıp bu menfur saldırıyı üslenip üslenmemeleri bu saldırıyı “fail-i meçhul” kılmıyor. 

Görüntülenme: 1425 Tarih: 29 Kasım 2020 16:38
NUREDDİN ŞİRİN YAZDI: CEPHEMİZ, ŞEHİTLERİMİZ VE DÜŞMANLARIMIZ

Muhsin Fahrizade’ye yönelik gerçekleştirilen saldırı ile ilgili olarak, birilerinin çıkıp bu menfur saldırıyı üslenip üslenmemeleri bu saldırıyı “fail-i meçhul” kılmıyor.

Bu cinayetin failleri bellidir; zira bunu bizzat kendileri önceden belirtmişler ve Şehid Muhsin Fahrizade’yi hedeflerine koumuşlardır.

İran İslam Cumhuriyeti ve direniş cephesinin dünya istikbarı ve siyonizm karşısında ortaya koyduğu keskin irade, sürdürdüğü kararlı mücadele ve kazandığı büyük zaferler, düşman kanatlarını bu tür saldırılar içine itmiş, yenilgilerini telafi etme noktasında bu tür meşum suikastlere başvurmuşlardır.

Lübnan’da Şeyh Ragıp Harb ve Seyyid Abbas Musavi’ye, Malta adasında Dr. Fethi Şikaki, Şam’da İmad Muğniye ve Gazze’de Şeyh Ahmed Yasin, Abdülaziz Rantisi, Yahya Ayyaş, Salah Şehade ve Ebu’l Ata’ya yönelik gerçekleştirilen suikastler hep aynı eller tarafından gerçekleştirilmiştir.

Kudüs Gücü komutanı Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi Komutanı Ebu Mehdi Mühendis’e yönelik saldırı ile, bundan önceki saldırılar ve şimdiki Muhsin Fahrizade saldırısı aynı kumanda merkezinin planlaması sonucu icraatlarıdır.

Burada üzerinde durmamız gereken temel nokta; bu hedeflerin niçin seçildiğidir. Onun için bu şehitlerimizi, onların emperyalizm ve siyonizm karşısındaki mücadelelerini, liderlik ve komutanlık rollerini, direniş ve kazanılan zaferlerdeki paylarını çok iyi bilmemiz gerekir. Bu hem şehitlerimizi tanıma ve hem de onlara minnettarlık ve vefa noktasındaki duruşumuzun gereğidir.

Bizler bu şehitlerimizi tanıdıkça hak cepheyi tanımış olacağız; ümmet ve mukavemet cephesini tanımış olacağız. Bizler bu cepheyi tanıdıkça İslam’ın ve müslümanların asıl düşmanlarını tanımış olacağız. Bizler bu cepheyi tanıdıkça aynı zamanda nifak ve ihanet cephesini de tanımış olacağız.

Bizler bu cepheyi tanıdıkça, emperyalizm ve siyonizmin çıkarlarını korumak için sıraya giren hain alçakları, Filistin’i ve Kudüs’ü satanları, Ümmetimizi sırtından bıçaklayanları, Müslümanların azılı düşmanları ile ittifak kurup direnişe karşı ortak plan yapanları da tanıyacağız.

Bizler bu cepheyi tanıdıkça, İslam ve ulema kılığı altında tağut ve müstekbirlerin çarklarına yağ süren belamları, müslümanları ayrılık ve fitneye salanları, mezhepçilik yapıp ümmetin birliğini ve gücünü dağıtanları da tanımış olacağız..

Zamanın firavunu büyük şeytan Amerika’nın İslam dünyasındaki ayaklarını kırmak ve ellerini kesmek için, denizden nehire bütün Filistin’i özgürleştirip kanser uru siyonist rejimi tamamen ortadan kaldırmak ve İslam sancağını her bir yanda en yükseklerde dalgalandırmak için belli bir inanç, belli bir irade, belli bir istikamet ve belli bir duruş üzere iseniz; bu mücadele var oldukça ve bu direniş sürdükçe en azizlerinizi de bu uğurda kurban sunmaya hazırsınız demektir.

Bu aynı zamanda bizim Rabbimize karşı kulluğumuzun gereğidir. Zira Allah Tebareke ve Teala hak yolda olanlara ve hak yolda omuz omuza mücadele edenlere sevgisini beyan ederken, bunlar arasından şehitler seçeceğini de belirtmektedir:

اِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ الَّذ۪ينَ يُقَاتِلُونَ ف۪ي سَب۪يلِه۪ صَفاًّ كَاَنَّهُمْ بُنْيَانٌ مَرْصُوصٌ

“Şüphesiz Allah, kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever.” (Saff 4)

اِنْ يَمْسَسْكُمْ قَرْحٌ فَقَدْ مَسَّ الْقَوْمَ قَرْحٌ مِثْلُهُۜ وَتِلْكَ الْاَيَّامُ نُدَاوِلُهَا بَيْنَ النَّاسِۚ وَلِيَعْلَمَ اللّٰهُ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَيَتَّخِذَ مِنْكُمْ شُهَدَٓاءَۜ وَاللّٰهُ لَا يُحِبُّ الظَّالِم۪ينَۙ

“Eğer bir yara aldıysanız, o kavme de benzeri bir yara değmiştir. İşte o günleri biz onları insanlar arasında devrettirip dururuz. Bu, Allah'ın iman edenleri belirtip-ayırması ve sizden şahidler (veya şehidler) edinmesi içindir. Allah, zulmedenleri sevmez” (Al-i İmran 140)

Ve yine Allah Subhanehu ve Teala, Allah yolunda mücadele edenlere vaadlerini şöyle buyurmaktadır:

وَالَّذ۪ينَ جَاهَدُوا ف۪ينَا لَنَهْدِيَنَّهُمْ سُبُلَنَاۜ وَاِنَّ اللّٰهَ لَمَعَ الْمُحْسِن۪ينَ

“Bizim uğrumuzda cihad edenlere, şüphesiz yollarımızı gösteririz. Gerçekten Allah ihsan edenlerle beraberdir.” (Ankebut 69)

اِنْ يَنْصُرْكُمُ اللّٰهُ فَلَا غَالِبَ لَكُمْۚ وَاِنْ يَخْذُلْكُمْ فَمَنْ ذَا الَّذ۪ي يَنْصُرُكُمْ مِنْ بَعْدِه۪ۜ وَعَلَى اللّٰهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ

“Eğer Allah size yardım ederse, artık sizi yenilgiye uğratacak yoktur ve eğer sizi 'yapayalnız ve yardımsız' bırakacak olursa, ondan sonra size yardım edecek kimdir? Öyleyse mü'minler, yalnızca Allah'a tevekkül etsinler.” (Al-i İmran 160)

وَمَنْ يَتَوَلَّ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا فَاِنَّ حِزْبَ اللّٰهِ هُمُ الْغَالِبُونَ۟

“Kim Allah'ı, Resûlü'nü ve iman edenleri veli edinirse, hiç şüphe yok, galip gelecek olanlar, ancak Hizbullah’tır.” (Maide 56)

Dolayısıyla hak cephesi ile batıl cephesi arasındaki savaşta kurban vermek olduğu gibi, galip gelmek ve zafere ulaşmak da Allah’ın müminlere vaadidir.

Bizler açısından önemli olan bu yolda sunduğumuz kurbanların yollarına sahip çıkmak, onların bayrağını daha yükseklere kaldırmaktır. Bizler şehidlerimize vefa ve sadakatimizle kendimizi göstereceğiz. Bizler Rabbimizin vadettiği zaferlere şehitlerimizin izinden yürüyerek erişeceğiz. Onlar ricalullahtı. Onlar adaklarını yerine getirdi, bizler de ahdimizden dönmeyerek sıramızı bekleyeceğiz.

Bizler bu yolda sabit kadem olarak; baskılardan, zulüm ve cefakardan korkmayarak, zorluklar ve tehditlerden yılmayarak, iğva ve tezvirlere kanmayarak şehitlerimizin bayraklarını düşmanın burçlarına dikme irademizi koruyacak ve devam ettireceğiz.

Küresel tağutlar ve haydutlar, siyonist işgalciler ve saldırganlar ne kadar azarsa azsınlar, ne kadar saldırırsa saldırsınlar bu ümmetin gayretli evlatları onların planlarını ve hesaplarını da bozacak, düzenlerini ve ordularını da dağıtacaktır.

Hedefi Rabbimiz belirlemiştir ve direniş cephesi bütün güçleri ve erleri ile birlikte bu yolda emin adımlarla yürümektedir.

İsrail’in ortadan kaldırılacağı, müstekbirlerin yıkılacağı ve mustazafların egemenliğinde evrensel hak ve adalet cephesinin kurulacağı günler gelecektir.

Bu yolda ve bu hedefe doğru yürüyen direniş cephesine selam olsun. Bu uğurda kurban sunduğumuz bütün şehitlerimize selam olsun. Onların cihadına varis olan bütün yiğitlere selam olsun...

وَاُخْرٰى تُحِبُّونَهَاۜ نَصْرٌ مِنَ اللّٰهِ وَفَتْحٌ قَر۪يبٌۜ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِن۪ينَ

“Ve seveceğiniz bir başka (nimet) daha var: Allah'tan 'yardım ve zafer (nusret)' ve yakın bir fetih. Mü'minleri müjdele.” (Saff 13)

 (Nureddin Şirin)

hurseda.net

Yorumlar