Muhammed İştiyye’den önce Filistin Özerk teşkilatı sosyal işler bakanlık sorumlusu  Hüseyin Şeyh de  teşkilatın siyonist rejim ile güvenlik işbirliği konusunda işbirliğine tekrar başladığını duyurmuştu.
Filistin Özerk teşkilatı ve Filistin grupları  siyonist rejim ile ilişkileri, son aylarda birçok faktörün etkisinde kaldı. Amerika başkanı  28 Ocak 2020 tarihinde Asrın Anlaşması ırkçı planını Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman büyükelçileri ve İsrail başbakanı Netanyahu’nun katıldığı törende açıkladı.
Bir diğer faktör İsrail rejiminin Batı Yakayı ilhak  planıdır. Tel Aviv bu kararının açıklanması ardından Özerk teşkilat 19 Mayıs tarihinde İsrail ile güvenlik İşbirliği ve müzakereleri kesti.
Filistinliler ve İsrail ilişkilerini etkileyen bir diğer faktör Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Sudan’ın ırkçı rejim ile normalleşme konusudur. Bu girişim çeşitli Filistinli grupların kendi çıkarları ve toprak bütünlüğünü savunmak için başka hiçbir ülkeye güvenmemeleri, iç ihtilafları çözerek ulusal bir anlaşmaya varmak için siyonist rejime karşı kendilerini savunmaları gerektiği kanısına vardılar.
 Bu bağlamda  İstanbul ve Beyrut görüşmeleri ilerlerken Mısır yönetimi söz konusu gruplara tekrar ev sahipliği yapmaya hazır olduğunu duyurdu. Bu bağlamda hafta başında Filistinli grupların ulusal barış için anlaştıklarına dair haberler duyulmaya başlarken özerk teşkilat aniden İsrail rejimi ile güvenlik işbirliğine tekrar başlamaya hazır olduğunu belirtti.
 Acaba özerk teşkilat Filistin ulusal anlaşmanın şekillenmesine  neden sırt  çevirerek siyonist rejimle işbirliğine tekrar başladı?
 Özerk teşkilat heyetinin Hamas ile müzakere için Kahire’de bulunması nedeni ile görünüşe göre İsrail rejiminin Kahire aracılığı ile özerk teşkilata bazı mesajlar ilettiği düşünülüyor.
 Diğer yandan özerk teşkilat ekonomi açısından Tel Aviv’e bağlıdır ve kendisine ait olan Filistinli bölgelerin gümrük ve vergi hakları siyonist rejim hesaplarına yatıyor; ırkçı rejim bu gelirlerden aylık olarak özerk teşkilata ödemeler yapıyor. Muhtemelen siyonist rejim özerk teşkilata baskı yapmak hedefi ile ekonomi aracına başvurmuştur.
 Bir diğer önemli faktör  Özerk teşkilat yetkililerinin siyonist rejime karşı direnişe inanmayan kişilerden oluşması ve ırkçı rejimin işlediği cinayetlere rağmen, Tel Aviv ile müzakereye  vurgu  yapanlardan oluşmasıdır.  Böyle bir  görüşe sahip olanlardan Filistin ulusal çıkarlarını korumak için her zaman yenilgiye uğrayan müzakere seçeneğini  silerek direnişi seçmeleri beklenemez.
 Fakat bu arada Özerk teşkilatının aldığı yeni karar muhakkak iç ihtilafların yoğunlaşması ve Filistinlilerin korsan rejimin  yayılmacı taleplerine karşı pasif kalmasına sebep olacaktır.
 Bu durum Arap ülkelerinin normalleşme sürecini ve Filistin'e ihanetleri konusunu Müslüman ülkeler  ve Filistinli grupların eleştiri odağından  çıkarırken İsrail rejiminin Filistinlilere karşı cinayetlerini rahatlıkla sürdürmesine sebep olacaktır.
 Bu yüzden Filistin Özerk teşkilatının  yeni kararı çeşitli Filistinli grupların eleştirisi ile karşılaştı.  Hamas hareketi üst düzey üyesi Ahmet Yusuf,  Özerk teşkilatın İsrail rejimi ile güvenlik işbirliğini tekrar başlatmasını eleştirerek Özerk teşkilatın Filistinli gruplar arasında barış konusunda ciddi olmadığını söyledi. Ahmet Yusuf ayrıca Kahire’de  ihtilaflara son verme görüşmeleri devam ederken İsrail ile güvenlik işbirliği ve ilişkileri yeniden başlama kararının bir yıldırım gibi müzakerelere düştüğünü söylemesini bu bağlamda değerlendirmek gerekir.

parstoday