Esirler Bilgi Ofisi, 85 günden beri açlık grevine devam eden esir Mahir El-Ahres'in hayatıyla ilgili endişelerin iyice arttığı konusunda uyarıda bulundu. 

Esir Bilgi Ofisi'nin basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: "Cenin şehrinden olan 49 yaşındaki esir Mahir El-Ahres, hakkındaki idari tutuklama uygulamasını protesto amacıyla açlık grevini sürdürüyor. Kaplan Hastanesi'nde müşahede altında tutulan El-Ahres'in hayatı son derece tehlikeli bir aşamadadır." 

Açlık grevi düzenleyenler için hayati tehlikenin normalde kırk günden sonra başladığı, bu süreden sonra kalıcı doku hasarlarının meydana geldiği, bedendeki bazı temel organların artık görevlerini yapmamaya başladıkları, bunun da o organların kaybedilmesine ve ölüme neden olabileceği ifade edildi. 

Altmış günden itibaren ise bedendeki temel organlar ciddi tehlike dönemine giriyor. Kalp ve böbreklerde çökme başlıyor. Bu organların görevlerini yerine getirmesinde zayıflama oluyor. Bu da açlık grevindeki kişinin hayatı açısından ciddi tehlike arz ediyor. Açlık grevindeki kişinin derisinde çatlamalar meydana gelmesi sebebiyle kanamalar olabiliyor. Bu dönem artık hayat için büyük tehlike arz ediyor, çünkü damarlara kanı taşıyan oksijenin miktarında azalma oluyor. 

Açlık grevi şehitleri

Şimdiye kadar işgal rejiminin zindanlarında beş Filistinli esir açlık grevi sebebiyle şehit oldu. Bunların birincisi Askalan cezaevinde tutulduğu sırada 11 Temmuz 1970te hayatını kaybeden Abdülkadir Ebu'l-Fahm'dı. O, esirler hareketinin açlık grevi esnasında hayatını kaybeden ilk şehidiydi. Sonraki iki şehit Nefha cezaevinde açlık grevinde bulundukları sırada 24 Temmuz 1980'de hayatlarını kaybeden Rasim Halave ve Ali Caferi oldu. Dördüncüleri Cuneyd cezaevinde açlık grevinde bulunduğu sırada 1984'te hayatını kaybeden Mahmud Fureytih, beşinci şehit ise Askalan cezaevinde açlık grevini sürdürdüğü sırada 14 Ekim 1994'te hayatını kaybeden Hasan Nemir Ubeydat oldu. 

Filistin Enformasyon Merkezi