BDS HAREKETİ İŞGALCİ İSRAİL'E NASIL DARBE VURDU?

Bir İsrail hukuk müessesesinin başkanı, Yaptırım ve Boykot Hareketi BDS'nin İsrail'e en büyük zararının, Siyonist rejime karşı küresel farkındalığın artması ve bu rejimle ilgili kamuoyunda var olan düşüncelerin değiştirilmesi olduğunu vurguladı. 

Görüntülenme: 1692 Tarih: 10 Ekim 2020 03:58
BDS HAREKETİ İŞGALCİ İSRAİL'E NASIL DARBE VURDU?

Bir İsrail hukuk müessesesinin başkanı, Yaptırım ve Boykot Hareketi BDS'nin İsrail'e en büyük zararının, Siyonist rejime karşı küresel farkındalığın artması ve bu rejimle ilgili kamuoyunda var olan düşüncelerin değiştirilmesi olduğunu vurguladı.
Qodsna'nın haberine göre, hukuk müessesesi, işgal topraklarında üretilen ürünlere yaptırım hareketi BDS'nin İsrail'e verdiği zararların boyutunu ele aldı.
Avukat Netsana Darshan Litner ve İsrail Hukuk Müessesesi başkanı Şurat Hadin konuyla ilgili şunları söylediler: "Siyasi, güvenlik ve hukuki alanlar da dahil olmak üzere İsrailli kuruluşlar ciddi şekilde Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesinde İsrail aleyhine yapılan şikayetlerle mücadele etmeye başladı ve tüm güçleriyle bu alanda çaba sarfediyorlar. Zira İsrail düşmanlarının alışılmışın dışında silahlar kullandığını biliyoruz, bu silahlar çok daha tehlikeli özellikle de insanları İsrail aleyhine tahrik etmek."
Meyda internet sitesindeki röportajın devamı ise şöyle: "BDS'nin İsrail aleyhine kullandığı yaptırım yöntemleri bu türdeki silahlardan biri olarak görülüyor ve bu İsrail aleyhine devreye giren tam gelişmiş bir savaştır."
Darsha Leitner açıklamalarına şöyle devam etti: "İsrail'i boykot hareketi, sunulan hukuki şikayetler ve İsrail'i cinayetle suçlamak öyle bir silahlı savaştır ki tahrip gücü günümüzün alışılmış askeri silahlarından az değildir. Bazen bununla başa çıkmak çok daha zordur. Zira, tamamıyla yasal, kanuni ve şiddet içermeyen bir atmosferde gerçekleşir ve ifade özgürlüğü değerleri de onu savunur."
Bu İsrailli avukat röportajın diğer bölümünde şunları söyledi: "Kanunlar esasınca İsrail ordusu askeri bir kuruluş olarak kendisini bu tür cinayetleri işlemekle suçlayan düşmanlarının aleyhine şikayette bile bulunamaz. Ancak İsrailliler için bu şikayetlerde bulunma imkanı var. İsrail aleyhine bu gelişmeler batı dünyasında İsrail'e muhalifliğin artmasıyla birlikte oluştu. Boykot hareketi işe başladığında faaliyetlerini İsrail aleyhine odakladı ve ondan sonra anti Yahudi adımlarla, İsrail'in yetkisiz hale getirilmesi için çabasını artırmaya devam etti. Bu hareket hedeflerine ulaşmak için duygusal sloganları, mesela insan hakları ve insan güdülerini kullandı ve bu sebeple dünya çapında özellikle gençler arasında artan bir destek elde etti." 
İsrail hukuk müessesesi başkanı Şurat Hadin de şunları söyledi: "Konumuz, bu zararların miktarı ve İsrail için bu hareketin hakikatidir. Bu hareketin İsrail'e ekonomik açıdan ciddi zarar verme peşinde olmadığı söylenebilir. Zira İsrailli küçük şirketleri hedef alıyor. Ama bu hususta en önemli konu şu ki boykot hareketi küresel farkındalığın oluşmasına ve İsrail'e karşı kamuoyunun görüşlerinin değişmesine sebep olmuştur ve bu da çok büyük bir zarar olarak sayılıyor." 
Hatırlatmak gerekir ki BDS (Boykot, Tecrit ve Yaptırımlar Hareketi), 2005'te kurulan küresel bir harekettir. Hedefi, İsrailin eylemlerini ve rejimin ırkçılığını tüm dünyaya duyurarak onunla ilişkileri normalleştirme sürecini durdurmaktır. 
Bu hareket, İsrail'e yaptırım fikrini ve işgal topraklarına yatırım yapılmamasını dünya kamuoyunda kurumsallaştırmak ve İsrail aleyhine uluslararası yaptırımların uygulanmasını sağlamak için
uğraşıyor.

kudusgunu.com

Yorumlar