ŞEYH NAİM KASIM: FİLİSTİN VE KUDÜS'ÜN KURTULUŞU İÇİN ÇALIŞMALIYIZ

 

Görüntülenme: 3355 Tarih: 15 Eylul 2020 19:42
ŞEYH NAİM KASIM: FİLİSTİN VE KUDÜS'ÜN KURTULUŞU İÇİN ÇALIŞMALIYIZ

Hizbullah Genel Sekreteri Yardımcısı, Filistin'i kurtarmanın tek yolunun silahlı mücadele olduğunu belirterek, "Filistin ve Kudüs'ün kurtuluşu için çalışmalıyız ve bu kurtuluş askeri direniş dışında mümkün değildir" dedi. 
 
Hizbullah Genel Sekreteri Yardımcısı Şeyh Naim Kasım, Kum’da düzenlenen “İsrail’i ortadan kaldırma stratejileri” konferansında video konferans yoluyla yaptığı konuşmada, Direniş Cephesi'nin ana odağının askeri ve silahlı direniş olduğunu söyledi ve şu ifadelerde bulundu: ‘İsrail, süper güçlerin askeri ve siyasi desteğinden yararlanıyor ve bu nedenle İsrail, onların yasalarına güvenerek ortadan kaldırılamaz, bu durumu Filistin ve bölgedeki diğer milletler lehine değiştirmek için kullanamayız çünkü onların menfaatleri işgali korumakta ve buna yasal bir görüntü vermektedir. 
 
"Filistin toprakları nasıl geri alınır?" Bu toprakları kendi silahlarımızla, savaşla, cihatla ve direnişle geri alacağız, bu bizim için mevcut olan tek çözümdür.’ 
 
Hizbullah Genel Sekreteri Yardımcısı, konuşmasının başka bir bölümünde de BAE ile Bahreyn ve Siyonist rejim arasındaki ilişkilerin normalleşmesine atıfta bulunarak bunu Filistin halkının ve Kudüs'ün davasına ihanet olarak nitelendirdi. 
 
Şeyh Naim Kasım sözlerine şöyle devam etti: ‘İlişkilerin normalleşmesi yalnızca İsrail'in çıkarlarına hizmet eder ve Filistin ve Filistin davasına hiçbir faydası yoktur, bunların hepsi Filistin ve davasının aleyhine olur. İlişkilerin normalleşmesi Filistinlilere onları haklarından mahrum bırakmak için daha fazla baskı uygulamak adına kullanılacak olan Siyonistlerin elindeki kesici bir sayfadır. 
 
Direniş ekseninin bölgedeki zaferleri Filistin davasına bağlıdır. 
 
Direniş ekseni, Filistin'in çıkarları için çalışmaktadır ve geleceği bu eksen kuracaktır, bu nedenle BAE ve İsrail ile ilişkilerini normalleştiren herkes utançtan başka bir şey kazanamayacaktır. Bu rejimler Filistin davasına karşı hiçbir şey yapamayacaklarını ve başaramayacaklarını bilmelidir.’ 
 
Şeyh Naim Kasım’ın konuşmasının tam metni:  
 
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla, 
 
Bu etkili ve önemli toplantıyı düzenlediği için Dünya Gençlik Direniş Cephesi'ni tebrik ediyoruz. Her zaman İslam Ümmeti meselelerini düşünmemiz gerekiyor ve İslam dünyasında ve dünyadaki asıl meselemizin Filistin ve Kudüs meselesi olduğu açıktır. Bu konuyu ele almak için bir araya gelmemiz önemlidir. İsrail'in Filistin'i gasp ettiğini biliyoruz ve bunu müstekbir hedefleri ve Batı Asya'ya hâkim olmak için yaptı. Buna, İngiltere Filistin'i boyunduruk altına alarak başladı ve ardından bu toprakları işgalci İsrail rejimine bırakmak için Balfour Deklarasyonu'nu uygulamaya koydu. 
 
Sonra 1947 ve 1948'de Filistin'in bölünmesini yasallaştırma sırası Birleşmiş Milletler'e geldi. Daha sonra İsrail, Filistin'e karşı bölgede daha fazla toprak işgal etmek için, tüm küresel müstekbirlerin ve ABD'nin, büyük Batılı güçlerin ve Güvenlik Konseyi'nin desteğiyle, İsrail'in yayılmacılığını destekleyen savaşlar başlattı. Uluslararası çevrelerde bu konunun nasıl takip edildiğine bakarsak, Filistin işgalindeki çıkarlarını tüm bölgenin işgaline bir başlangıç ​​olarak tanımladıklarını görürüz. Bu işgal coğrafi bir işgal değil, siyasi bir işgaldir ve amacı bölgeyi Körfez'den (Fars Körfezi) nehre (Ürdün) kadar işgal etmektir. 
 
Sonuç olarak, tam anlamıyla tüm bölgeye zarar verecek bir İsrail yayılmacı planı ile karşı karşıyayız. Şimdi ne yapılmalıdır? Filistin'i kurtarmalıyız, Filistin halkıyla işbirliği yapmalı ve desteklemeliyiz. Hekim lider İmam Humeyni'nin bu sözünü dinleyin, O şöyle buyurmuştur: ‘İsrail, yozlaşmış ve ölümcül bir tohumdur ve birliğimizi yok etmek için sömürgeciliğin bir aracıdır ve her geçen gün İsrail'in İslam ülkelerine giderek daha fazla tecavüz ettiğini görüyoruz.’ 
 
Bu saldırı ve işgalle mücadele etmek için büyük İslam ülkeleri ve tüm Müslümanların birlik olması gerekmektedir. İsrail, büyük sömürge güçlerinin gücüne güvenerek oluşturuldu ve Müslümanların ve İslam ülkelerinin onu devirip yok etmeleri gerekiyor. 
 
Aslında İmam Humeyni'nin bu açıklaması bize Filistin'de tüm dünyada nüfuz arayan tehlikeli bir sömürge planıyla karşı karşıya olduğumuzu açıkça gösteriyor, bu nedenle uygun çözüm bu rejimle mücadele etmek ve onu devirmek ve Filistinlilerin topraklarını ve haklarını onlara teslim etmektir ve bu onların elleriyle ve biz Müslümanların yardımıyla sağlanacaktır. Bu konu benim beş noktadan bahsetmeme neden oldu ve bu noktalar şunlardır: 
 
1-    Her şeyden önce Filistin ve Kudüs'ün kurtuluşu için çalışmalıyız ve onun kurtuluşu, askeri direnişin yanı sıra kültürel, siyasi, sosyal ve diğer direniş türleri dışında mümkün değildir. Ama işimizin ana odağı askeri ve silahlı direniş olmalıdır çünkü İsrail süper güçlerin askeri ve siyasi desteğine sahiptir ve bu nedenle İsrail'i onların yasalarına güvenerek yok edemeyiz ve bu durumu Filistin ve bölgedeki diğer milletler lehine değiştirmek için kullanamayız çünkü onların menfaatleri işgali korumak ve buna yasal bir görüntü vermektir. Filistin toprakları nasıl geri alınır? Onu kendi kollarımızla, savaşla, cihatla ve direnişle geri alabiliriz, elimizdeki tek çözüm bu. 
 
Her zaman şu soru gündeme gelir; Filistin'i kurtarmanın başka bir yolu var mı? Hayır, başka bir çözüm yok çünkü mevcut koşullar başka bir çözüm bırakmıyor. Öyleyse Filistin'i kurtarmanın yolu nedir? Sadece direniş. İmam Humeyni (a.s.) diyor ki: "Kudüs meselesi kişisel bir mesele değil, dünya muvahhitleri ile geçmiş, şimdiki ve gelecek çağların müminlerinin meselesidir." İmam Hamanei de şöyle diyor: "Filistin'in kurtuluşu Birleşmiş Milletler'den veya başta işgalci rejim olmak üzere hâkim güçlerden sağlanamaz, tek çıkış yolu kurtuluş ve direniştir." 
 
Dolayısıyla, bunun tek çözüm olduğu herkes için açık olmalıdır. Direnişle kazanabilir miyiz? Yüce Allah'ın Kur'an-ı Kerim'de 1400 yıl öncesinden beri sabit olan sözüne kulak verin, Yüce Allah diyor ki: “Onlar müstahkem kaleler içinde veya duvarlar arkasında olmadan sizinle toplu hâlde savaşmazlar. Kendi aralarındaki çekişmeleri şiddetlidir. Sen onları toplu sanırsın. Hâlbuki kalpleri darmadağınıktır. Bu, onların akılları ermez bir topluluk olmalarındandır.” ( Haşr-14) Onlar kuvvet dilinden başka bir dil anlamazlar ve onlarla savaşır ve onlara direnirsek, dağılırlar ve Allah'ın izniyle arzu edilen sonuçlara ulaşırız, öyleyse ilk nokta şudur, yani herkes direnmeli, herkes elinden geldiğince Filistin mücahitlerine yardım etmelidir. 
 
2-     İran İslam İnkılabının 1978 yılında, İmamımız Hazreti Ruhullah Humeyni'nin liderliğindeki zaferi, başarılı direniş yönteminin temellerini attı. İmam Humeyni'nin zaferinden sonra bu bölgede hepimiz farklı bir yöne doğru ilerledik çünkü bu zafer bize gerçek kurtuluş yolunu gösterdi. İmam bu konuda ilk pratik adımları bizzat attı. Daha başında İsrail büyükelçiliğini kapattı ve onu bir Filistin elçiliğine dönüştürdü, kurtuluş hareketlerini ve Filistin direniş hareketini destekledi ve Filistin'i İran için bir öncelik haline getirdi. İmam'ın bu eylemleri direnişe mücadeleyi sürdürmesi için büyük güç ve enerji verdi. 
 
Çünkü bu uluslararası baskılar, Arap komploları ve dünyada hâkim olan şartlar göz önüne alındığında, direniş hareketleri veya Filistin halkı ve başka herhangi bir milletin hiçbir şey başaramayacağını açıkça söylüyorum. Ancak önemli bir İslam devleti Filistin meselesini öncelik olarak aldığında ve tüm kurtuluş hareketlerini desteklediğinde, bu, hepimizin Filistin'in tam kurtuluşu için gerçek bir fırsatla karşı karşıya olduğu anlamına gelir. 
 
Direnişin başında olan İmam Hamanei şöyle buyurmaktadır: "Filistin kurtulacak, bundan hiç şüphe yok. Filistin kesinlikle özgürleşecek ve halkına geri dönecek ve orada bir Filistin devleti kurulacaktır." İmam Hamanei'nin sahip olduğu bu büyük güvenin kaynağı iman, inanç, ilahi rehberlik ve doğru yolda ilerlemedir, bu yüzden hepimiz Filistin'in Allah’ın izniyle özgürlüğüne kavuşacağına güvenmeliyiz. 
 
3-    Üçüncü nokta ise, Hizbullah bölgemizdeki direniş hareketlerinin bir örneğidir, bu hareket başlangıçta yeterli imkân ve kuvvete sahip olmayan küçük bir gruptu, ancak bu küçük grup İslam'a ve Allah'a ve İmam Humeyni’ye inandı. Bir direniş hareketi olarak çalışmalarına başladı ve bu büyük başarıları bugün elde edene kadar giderek büyüdü. Hizbullah'ın bu büyük başarılara ulaşmasını sağlayan nedir? Bu faktörleri bilmek, mevcut durumda bu faktörleri güçlendirmeye dikkat etmemizi sağlar ve sonuç olarak sahadaki olayları yönlendirebilir ve iyi bir şekilde direniş sağlayabiliriz. 
 
Hizbullah'ın bu büyük başarıları elde etmek için kullandığı üç önemli faktör vardır: 1. Doğru bir iman ve inanç. İslam'a inanmak ve bu dine inançtır ve bize rehberlik eden ve onurlandıran İslam ve ayrıca Allah'a güven ve hak sisteminin kurulmasında işbirliğidir. 2- İmam Humeyni'yi ve ondan sonra da İmam Hamanei’yi takip etmek. Rehberi takip etmek çok önemlidir, çünkü bu hekim lider nereye gideceğini, yolu nasıl belirleyeceğini ve nerede fedakârlık gerektiğini bilmektedir. 3- Direniş, Cihat ve İmam Hüseyin (as) ve Kerbela şehitlerini örnek alarak fedakârlıkta bulunmaya hazırlık. Bu üç faktör, yani gerçek inanç ve liderlik ve direniş ve cihat, Hizbullah'ın hem 2000 zaferinde hem de Güney Lübnan'daki 33 günlük savaşta hem de İsrail işgaline karşı koyma ve planları yıkmada bu büyük zaferlere ulaşmasına neden oldu ve İsrail saldırılarını ve onların hedeflerine ulaşılmasını engelledi ve 2017'de IŞİD ve destekçilerini mağlup etti. 
 
4-    Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn'in İsrail ile ilişkileri normalleştirme eylemi Filistin ve Kudüs'e ihanettir. İlişkilerin normalleşmesi yalnızca İsrail'in çıkarlarına hizmet eder ve Filistin ve Filistin davasına hiçbir faydası yoktur, bunların hepsi Filistin ve davasının aleyhine olur. İlişkilerin normalleşmesi Filistinlilere onları haklarından mahrum bırakmak için daha fazla baskı uygulamak adına kullanılacak olan Siyonistlerin elindeki kesici bir sayfadır. Ancak Filistin halkının tek karar alıcılar olduğuna ve onlar adına kimsenin karar veremeyeceğine inanıyoruz, karar alma hakkına sahip olan ne BAE ne de İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için plan yapan diğer Körfez ülkeleri ne de Filistin'e karşı komplo kuranlardan herhangi biridir. 
 
Filistin halkı Yüzyılın Anlaşmasını başarısızlıkla karşı karşıya bıraktı. Filistin halkı İsrail'in sınırlarına hâkim olmasına izin vermedi, Filistin halkı İsrail ile Gazze'de üç savaş yaptı ve İsrail'in ilerlemesini engellemeyi başardı. Filistin halkı, mücadele sürecinde mücadele gücünü arttırdı ve imkânlar üretti, bu nedenle hiç kimse Filistin halkı adına karar verebileceğini veya onların yerini alabileceğini düşünmesin. İlişkileri normalleştirme sorunu, Filistin’in destekçilerini İsrail’in hizmetçilerinden ayırmak için bir fırsattır. Filistin'i kimin gerçekten desteklediğini ve aslında kimin Filistin'in düşmanı olduğunu öğrenmenin zamanı geldi. Direniş ekseni, Filistin'in çıkarına çalışan ve ileride bu ekseni inşa edecek olan tek eksendir. 
 
Bu nedenle BAE ve İsrail ile normalleşen herkes utançtan başka bir şey kazanamayacaktır. Onlar Filistin davasına karşı hiçbir şey yapamayacaklarını ve başaramayacaklarını bilsinler. Filistin davasıyla ilgili gerçeği açıklayarak bizi bu hainlerden kurtardığı için Allah’a şükrediyoruz. 
 
5-    Bölgedeki direniş ekseninin zaferleri Filistin davasının çıkarınadır. Hizbullah'ın zaferi Filistin davasının çıkarınadır, Suriye'deki zafer Filistin davasının çıkarınadır, Yemenlilerin büyük direnişi ve Suudi saldırılarına karşı kazandığı zafer Filistin davasının yararınadır, bu eksen birleşik bir cephedir. Irak'ın IŞİD karşısındaki zaferleri ve Irak topraklarının IŞİD'den kurtarılması Filistin davasının çıkarınadır, bu nedenle direniş ekseninin uyumunu ve işbirliğini sürdürmesi ve Filistin davası için çalışması gerektiğini vurgulamalıyız. 
 
Şehit General Kasım Süleymani'nin, direniş eksenini güçlendirmek, zafer ve kurtuluş yolunu açmak için 24 saat çalıştığını ve bu bölgede tehlikeli durumlarda bulunduğunu hatırlarsınız. Şükürler olsun, şu anda Şehit Süleymani'nin bereketini yaşıyoruz. Bu yaklaşımı destekleyen İmam Hamanei'nin talimatına ve İran İslam Cumhuriyeti Devrim Muhafızları Birliği ile İran milletinin işbirliğine güvenen, bizi bu büyük sonuçlara ulaştıran O idi ve inşallah bu yola devam edeceğiz. 
 
Şehit Kasım Süleymani'ye selam olsun. Filistin şehitlerine selam olsun. Şehit Yasin'e selam olsun. Lübnan şehitlerine selam olsun. Özellikle kurtuluşta büyük rol oynayan Şehit Hacı İmad Muğniye'nin komutanı Seyyid Abbas Musevi ve Şeyh Rağıb Harb'e selam olsun ve tüm şehit komutanlarına selam olsun ve bölgedeki tüm mücahidlere, gazilere ve esirlere selam olsun, çünkü hepsi Filistin davasının gerçekleşmesi için hayatlarını feda ettiler. 
 
İsrail'in caydırıcı gücümüz karşısında eşi görülmemiş derecede pasif davrandığını ve İsrail'in zayıflığının ve çöküşünün nedenlerinin onu bir düşüş ve yıkım yoluna soktuğunu bilin. Beyrut ve Filistin'deki Filistinli grupların liderlerinin birlik ve çatışma için sağladığı anlaşmaya desteğimizi ve onayımızı buradan ifade ediyoruz. Direnişe karşı hep bir arada durmaları için onları destekliyor ve ellerini sıkıyoruz. 
 
Ama sizler, gençler ve geleceğin umutları, inanıyorum ki, Allah'ın izniyle, Filistin ve Kudüs'ün direnişine doğru ilerleyerek zafere ulaşacaksınız ve tüm bu direniş Yüce Allah'ın yolundadır. Allah’ın selamı ve rahmeti üzerinize olsun!’ 
rasthaber

Yorumlar