TERÖRİST İSRAİL'İN BAŞLATTIĞI PSİKOLOJİK SAVAŞ TERS TEPTİ

 

Görüntülenme: 2072 Tarih: 30 Temmuz 2020 16:49
TERÖRİST İSRAİL'İN BAŞLATTIĞI PSİKOLOJİK SAVAŞ TERS TEPTİ

33 Günlük Savaşın 14'üncü yıldönümüne eş zamanlı olarak Siyonist Rejim İsrail işgal altında yaşadığı tüm sorunlara rağmen Lübnan Hizbullah Hareketine karşı yeni bir psikolojik savaş başlatmıştır. Ancak Lübnan Hizbullah Hareketinin bildirisi bu girişimi hezimete uğratmıştır.

Acaba İsrail'in Lübnan Hizbullahı ile yaşadığı son dönem gerilimlerinin nedeni nedir?  

Siyonist Rejim İsrail  geçen hafta  Suriye'nin başkenti Şam etrafına hava saldırıları düzenlemişti. Bu saldırılarda  Lübnan Hizbullah Hareketi güçlerinden biri olan Ali Kamil Muhsin şehit düşmüştü. Bu saldırının ardından   Siyonist Rejim medya organları  İsrail'in ordusundan naklen  Lübnan Hizbullah hareketinin  kendini bu olaydan dolayı intikam için hazırladığını belirttiler.  Bu durum işgal altındaki topraklarda paniğe neden oldu. 

Bu panikten dolayı ise Siyonist Rejim ordusu  27 Temmuz günü  Lübnan'ın  Keferşuba yüksekliklerini  ve işgal altındaki Şebaa tarlalarını bombaladı.  Bu saldırıya  paralel olarak  Hizbullah aleyhindeki medyatik savaş da başladı. Kimi Siyonist Rejim  medya organları ise   Lübnan Hizbullah'ının   işgal altındaki topraklara sızma operasyonunu gerçekleştirdiğini ve İsrail güçlerine saldırdığını ancak   Hizbullah güçlerinden bazılarının bu saldırılarda yaralandıklarını veya şehit düştüklerini bildirdi. 

Buna rağmen Lübnan Hizbullah Hareketi hızlı bir şekilde  bu iddiaların yalan olduğunu açıkladı. Lübnan Hizbullah Hareketi  Siyonist Rejim İsrail medya organlarının  işgal altındaki topraklara sızma operasyonu ile alakalı haberleri yalanlayıp bu haberleri  Siyonistlerin  hayali ve yalandan  zaferlerinin  icadı doğrultusunda olduğunu bildirdi. 

 Aslında bu bildiri  bir yandan  Siyonist Rejim İsrail'in Lübnan Hizbullah Hareketine karşı başlattığı savaşın  yenilgisine yol açtı bir diğer yandan da    Hizbullah'ın Ali Kamil Muhsin şehadeti yüzünden  tepki fırsatını korumuş oldu.  Çünkü Hizbullah  bu kez de  kesin olarak Hizbullah güçlerinden birinin şehit düşmesi ve bu günlerde yapılan  bombardımlarının  yanıtsız kalmayacağına karşılık bulacağına vurgu yaptı. 

 Burada sorulması gereken bir başka soru da  bu İsrail'den kaynaklanan  medyatik savaşın Lübnan Hizbullah hareketine karşı hedefinin ne olduğudur? 

 Görünen o ki  en önemli hedef de Hizbullah Hareketinin konumu ile ilgilidir.  Direniş Grupları arasında Lübnan Hizbullah hareketi en güçlü aktördür. Bu hareket 2000 ve 2006 yıllarında İsrail'in yenilmezlik hikayesini ve efsanesini bitiren  bir diğer yandan da  önemli bir taarruz ve caydırıcılık gücüne sahip direniş hareketidir.  Bu yüzden Siyonist Rejim başbakanı Binyamin Netanyahu da  Hizbullah'ın bu belirgin konumu ve kabiliyetlerini tehdit göstererek kendi şahsi çıkarlarını sağlamak istiyor. 

Netanyahu'nun bir başka hedefi de, Lübnan Hizbullah Hareketine karşı savaş açmaya sığınarak   iktidarda kalmayı hedefliyor.  Birçok Siyonist uzman ise  Netanyahu'nun siyasi ömrünün geçen yıl bittiğini  ancak  onun  parlamentoyu tekrarlı bir şekilde feshedip üç dönem parlamento seçimleri düzenleyerek   sonunda da koronavirüsü suistimal edip kapsamlı kabine oluşturup dışişleri bakanlığı ve savaş bakanlığını koalisyondaki ortağı Benny Gantz'ın takımına vererek iktidarda kalmayı başardığını söylüyor.  Buna rağmen işgal altındaki topraklarda   Netanyahu aleyhinde büyük  itiraz ve protesto gösterilerinin düzenlenmesi  Siyonist Rejim başbakanını bir kez daha  uçuruma doğru itti. Bu kez ise Netanyahu   Siyonist Rejimi savaşa dahil ederek   iktidardan çıkma dosyasını  kapatmak istiyor.  

 

Burada  üzerinde durulması gereken son nokta ise, 33 Günlük Savaşın  Ehud Olmert   başbakanlığı döneminde yaşanıp  Siyonist Rejimin ağır bir yenilgi almasına rağmen   Netanyahu son onyılda  Lübnan Hizbullah'ına darbe vurarak   İsrail ordusunun itibarını geri kazandırmak istemesidir.   Şimdi ise  33 Günlük Savaşın  14'üncü yıldönümünde    medyatik savaş ile  yine de aynı şey yapılmak isteniyor. Ancak  gerçekte   işgal altındaki topraklardaki kamu oyu bile   Lübnan Hizbullah hareketinin  bizzat yayımladığı haberleri ve bildirilerinin   İsrail kabinesinin haberlerinden daha fazla  inanılabilir olduğunu düşünüyorlar.  Şimdi de  Netanyahu başlattığı medyatik savaşında yenilgiye uğramış ve mevcut sayısız iç krizlere ilaveten  Lübnan Hizbullah Hareketinin misillemesinden dolayı da panikte kalmaya devam etmelidir. 

parstoday

Yorumlar