Lübnan Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah Salı akşamı bu ülkenin iç ve dış koşulları ile ilgili konuşma yaptı ve görüşlerini bildirdi.
Lübnan son bir ayda iç kaoslar ve dalgalanmalar yaşamaktadır. Bu kaoslar ve dalgalanmalar ise Lübnan Lirasının Dolar karşısında değer kaybetmesi ile ortaya çıktı. Bu durum ise iç ve dış muhaliflerin direnişe karşı psikolojik savaş başlatmalarına neden olmuştur. Muhalifler ise Hizbullah Hareketinin davranışlarının Uluslararası Para Fonu'nun Beyrut hükümeti ile işbirliği yapmaması dahil dış baskıların asıl nedeni olduğunu savunuyorlar.
Seyyid Hasan Nasrullah ise mevcut ekonomik ve mali koşulların Lübnan ve milleti aleyhinde bir tehdit olduğuna değinerek bu tehdidin fırsata dönüşmesine vurgu yaptı. Hizbullah genel sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah açısından Lübnan mevcut durumda tüketici bir ülke olmasından dolayı dış baskılar ve yönlendirmelere maruz kalıyor. Seyyid Hasan Nasrullah yaptırımların da Lübnan'ın iç üretimi geliştirmek ve ekonomisini dış baskılara karşı güçlendirmek ve nihayetinde de Lübnan milli egemenliğinin korunmasına yardımcı olacağını belirtiyor.
Seyyid Hasan Nasrullah açısından Lübnan dış siyaseti daha detaylı olarak ele alınmalıdır. Gerçekte Seyyid Hasan Nasrullah Lübnan dış siyasetini bu ülkenin iç koşullarına ve tehditlerine göre yürütülmesini istiyor. Lübnan dış siyasetinde ilk zaruret bu ülkenin Doğu'ya odaklanması ve yönelmesidir. Lübnan şimdi de Batı'nın yaptırımları ile karşı karşıya kalmıştır. Batı'nın başında bulunan Amerika ise Lübnan'da hükümet-direniş kutuplaşmasını tetiklemek istiyor. Batı'nın bu yaklaşımı ise ekonomik yan etkilerin yanı sıra Lübnan için ciddi güvenlik sorunları da yaratacaktır.
Doğu'ya yönelme ve doğuya daha fazla önem verme siyaseti Lübnan çıkarlarının da sağlanmasında büyük yardımı dokunacak gerçekçi bir stratejidir. Çünkü Doğu, Batı aksine Lübnan içişlerine müdahale etmeye çalışmıyor. Bir diğer yandan ise Doğu Lübnan ekonomik sorunlarını azaltmak ve çözmek için de birçok teknik ve ekonomik imkanlar ve kabiliyetlere sahiptir. Seyyid Hasan Nasrullah açısından ise Lübnan'da Doğu'ya yaklaşmak Batı'dan kopmak ve ilişikleri tamamen kesmek anlamına gelmiyor. Seyyid Hasan Nasrullah bu hususta şöyle diyor:" Lübnan Siyonist Rejim İsrail hariç zaruret gereği ve ihtiyaca dayalı olarak Batılı ülkeler ile ilişkiler kurup işbirliği yapabilir. "
Bu hususta ikinci önemli mesele ise, Seyyid Hasan Nasrullah'ın dış siyasette bağımsızlığa vurgu yapmasıdır. Gerçekte Lübnan Hizbullah Hareketi genel sekreterinin Amerika'ya güvensizlik duymasının asıl nedeni de bu ülkenin Lübnan bağımsızlığını hiçe saymasıdır. Bu doğrultuda Amerika'nın Beyrut büyükelçisi son zamanda Lübnan mali ve ekonomik içişlerine müdahale etmiş ve kimi siyasi gruplar liderleri ile de kuşkulu oturumlar düzenlemiş ve onları Lübnan direnişi ve hükümetine karşı kışkırtmıştır. Seyyid Hasan Nasrullah ise Amerika'nın bu müdahalelerini Siyonist Rejimi desteklemek olarak değerlendirip Washington'un Beyrut büyükelçisini uyararak Amerika'nın Lübnan'ı boğmak siyasetlerinin Hizbullah'ı daha da güçlü kılacağını ve Washington'un Lübnan'daki nüfuzunu da en aza indirgeyeceğine vurgu yaptı.
Lübnan dış siyaseti hususundaki üçüncü önemli nokta ise Filistin meselesine verilecek önem hususudur. Lübnan dahil İslami ülkelerin içişleri ile uğraşması ve enerji yakması Siyonist Rejim çıkarları doğrultusundadır. Siyonist Rejim İsrail bu durumu suistimal ederek işgalci projelerini hayata geçirmek istiyor. Bu sırada da Batı Şeria'nın yüzde 30'unu işgal topraklarına eklemek istiyor. Seyyid Hasan Nasrullah bu projeyi İslam dünyası için tehlikeli bir durum olarak değerlendirip Lübnanlıların iç ekonomik sorunlar ile uğraşmakla Filistin'i desteklemek ve Batı Şeria projesinden gafil olmamasına vurgu yapmıştır.
parstoday