Lübnan güvenlik kaynakları ülke genelinde başkent Beyrut dahil birçok bölgede tahribat yapıp kaos olayları çıkarmak isteyen Lübnan vatandaşı ayrıca diğer ülkelerin vatandaşı olan 40 sabotajcı ve kaosçunun yakalandığını bildirdiler. Bu çerçevede bu kişilerin dış mihraklara bağlı oldukları belirtiliyor.
Lübnan'da Hassan Diyab başkanlığındaki yeni hükümetin kurulmasının ardından bu ülke bir kaç defa hükümet karşıtı itirazlara sahne oldu. İtirazların meydana gelmesinin asıl nedeni ise kötü ekonomik durum özellikle de Lübnan Lirasının Dolar karşısında değer kaybetmesiydi. Buna rağmen Lübnan iç gelişmelerindeki dış mihraklar ve yabancı aktörlerin rolleri de bu ülke makamları tarafından defalarca vurgu yapılan bir husus olmuştur. Son açıklamalarda ise Lübnan içişleri bakanı Muhammed Fehmi Lübnan'daki son şiddet olaylarının perde arkasında yabancıların müdahalelerinin söz konusu olduğunu belirtti. Lübnan güvenlik sistemi ve kurumları tarafından tutuklanan kişiler de Beyrut'ta 6 Haziran'dan itibaren başlayan kaosları körüklemek için para aldıklarını itiraf etmişlerdir.
Görünen o ki Amerika, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri Lübnan içişlerine müdahale etmişler ve şimdi de bu müdahalelerini sürdürmekteler.
Lübnan içişlerine dış müdahalenin asıl nedeni ise bu ülkedeki iktidar yapısı ve dizilişinden duyulan rahatsızlıktır. Lübnan'daki mevcut hükümet direniş koalisyonu desteği ile Batıcı ve uzlaşmacı Arap siyasetçiler ve hareketlere mensup olanlar olmadan kurulmuş bir hükümettir. Gerçekte Direniş eksenini zayıflatmak Lübnan içişlerine dış müdahalelerin en önemli hedefi ve nedenidir. Bu hedefe varmak için ise dış mihraklara bağlı kişiler Lübnan içerisinde ekonomik memnuniyetsizlik oluşturmalı ve sonuçta hükümete karşı gösterileri başlatmalı ve nihayetinde de sabotaj ve kaos olayları çıkartmalılar. Batı Asya meseleleri uzmanı Ahmed Destmalçiyan ise Amerika'nın bu kez de ekonomik araca baş vurarak Lübnan içişlerine müdahale ettiğini Lübnan halkının huzur görmesine müsaade etmediğini böylece direniş ekseninin güçlenmesini önlemek istediğini belirtiyor.
Buna ilaveten Amerika ve Arap ortakları Lübnan Hizbullah hareketi aleyhinde garazkar açıklamalarda bulunarak Hizbullah'ı bu ülkenin ekonomik sorunlarının kaynağı olarak göstermek istiyorlar. Bu doğrultuda Amerika'nın Lübnan büyükelçisi Dorothy Shea ise geçen Cuma günü yaptığı konuşmasında Hizbullah'ın Lübnan'da ekonomik krizin çözülmesine mani olduğunu iddia etti. Bu açıklamalar ise Lübnan'ın Sur şehrinin mahkemesinin tepkisi ile karşılaştı. Bu mahkemenin hakimi verdiği hükümle Amerika büyükelçisini Lübnanlı medya organlarına demeç ve röportaj vermekten menetti.
Bir başka konu da Lübnan'daki mevcut hükümette Batıcı hareketlerin çok az paya sahip olmalarıdır. Saad El Hariri liderliğindeki El Mustakbel hareketi, Samir Ca'ca liderliğindeki Lübnanlı Güçler partisi ve Velid Canbolat liderliğindeki Gelişme Yanlısı Sosyalistler, Hassan Diyab başbakanlığındaki yeni hükümetin asıl muhalif grupları sayılırlar. Tabii bu gruplar hükümette de hiçbir rolleri yoktur. Hassan Diyab hükümetinin devrilmesi ve Batıcıların iktidara geri getirilmek istenmesi Lübnan içişlerine müdahale edilmesinin ve kaoslar ve şiddet olaylarının meydana getirilmesinin asıl nedenidir. Batı Asya meseleleri uzmanı İmad Neccar ise Lübnan'daki kaos olaylarının kökünü dış müdahale olarak görüyor. Bu uzman yapılan incelemelere göre muhaliflerin dış mihraklardan aldıkları sinyallerden yola çıkarak Hassan Diyab'ı devirmek istediklerini böylece yeni kabinedeki boşluklarını da telafi ettiklerini gösterdiğini söylüyor.
parstoday