Birleşmiş Milletler Teşkilatı Genel Kurulu Cumartesi günü Siyonist İsrail Rejimi aleyhinde 8 karar çıkartarak bu rejimin girişimlerini kınadı.

Birleşmiş Milletler Teşkilatı Genel Kurulu son iki yılda defalarca farklı kararlar çıkartarak Siyonist Rejim İsrail'in girişimlerini kınamıştır. Birleşmiş Milletler Teşkilatı Genel Kurulu Kasım 2018'de Siyonist Rejim aleyhinde toplam 15 karar çıkartmıştı. Bunların 9'u 16 Kasım'da 6'ısı da 30 Kasım'da alınan kararlardı. 

Bu kararların alınmasından bir yıl geçmiş ve Birleşmiş Milletler Teşkilatı Genel Kurulu bir kez daha bu kez Siyonist Rejim aleyhinde 8 kararı onaylamıştır. Bu kararlarda Gazze'nin karadan, havadan ve denizden kuşatılması, Siyonist yerleşim yerlerinin inşası, Siyonist yerleşimcilerin kışkırtıcı eylemleri, Filistinlilerin evlerinin yıkılması ve başına buyruk şekilde Filistinlilerin tutuklanması ve yargılanması ayrıca Filistinli mültecilerinin geri dönüş hakları meselelerine vurgu yapılmıştır. Ayrıca Suriye Golan tepeleri ile ilgili kararda da Siyonist Rejimden Birleşmiş Milletler Teşkilatı Genel Kurulu'nun Golan ile ilgili kararlarına uyması ve bu kararları uygulatması istenmiştir. Ayrıca Siyonist Rejim'in Golan bölgesi sakinlerine vatandaşlık vermesi de yasaklanmıştır. Bir diğer kararnamede ise tüm ülkelerden Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı-UNRWA'ya destek vermeleri istenmiştir. 

Aslında Kasım 2018'de Siyonist Rejim aleyhinde çıkarılan kararların ekseni de bu sekiz kararda değinilen kararlardı. Gerçekte bu kararnameler Siyonistlerin Filistinlilere karşı işledikleri en önemli cinayetleri içermektedir. Bu kararlarda bir kaç önemli nokta ise gözden kaçmaması gerekiyor. 

İlk nokta bu kararların güçlü bir mantığa ve dayanağa sahip olmalarıdır. Çünkü Birleşmiş Milletler Teşkilatı sitesinin bildirdiğine göre bu 8 kararname daha önce 4'üncü komite diye de bilinen Genel Kurulun Siyasi ve Sömürgecilik ile Mücadele Özel Komitesi tarafından onaylandığını ve Genel Kurul'da oylamaya sunulduğunu bildirmişti. 

İkinci önemli nokta ise bu kararların  Birleşmiş Milletler Teşkilatı Genel Kurulu'nun Güvenlik Konseyi'ne göre Filistin-İsrail çatışmasına daha gerçekçi ve adil davrandığını göstermesidir. Güvenlik Konseyinde özellikle de Amerika tarafından devamlı olarak kullanılan veto hakkı Filisti-İsrail çatışmasına adil bir yaklaşımın yolunda engel oluşturuyor. Böylece Siyonist Rejim'in Filistin halkına karşı işlediği cinayetler de örtbas edilmeye çalışılıyor.  Genel Kurul'da ise veto hakkı diye bir şey olmadığından çoğunluğun oyları ile kararların alındığından dolayı Amerika gibi kimi ülkeleri seçmeli ve siyasi bakışları Siyonist Rejim aleyhinde kararların alınmasına engel oluşturamıyor. 

Bu kararlarda göze çarpan üçüncü nokta ise çoğu ülkelerin Filistin-İsrail çekişmesi ve çatışmasına olan bakışının Amerika yaklaşımına karşı olmasını göstermesidir. Amerika hükümeti Yüzyılın Anlaşması çerçevesinde İsraillilerin yerleşim yerleri inşa etme faaliyetlerini, Siyonistlerin Kudüs'e olan hakimiyetlerini, Suriye'nin Golan tepelerine olan hakimiyetini tanıdığı halde  çoğu ülkeler  Birleşmiş Milletler Teşkilatı Genel Kurulu'nda Siyonist karşıtı kararlara onay vererek Siyonistlerin yerleşim yerleri inşası ve işgal topraklarında hakimiyetini tanımayarak bu yaklaşıma da ciddi şekilde karşı çıkmışlardır. 

Dördüncü nokta da  Birleşmiş Milletler Teşkilatı Genel Kurulu'nun Siyonist Rejim aleyhinde birçok karar çıkarmasına rağmen bu kararların uygulanmasının zorunlu olmamasıdır. Siyonist Rejim ise bu zafiyetten yararlanıp Amerika'nın da destekleri sayesinde  BMT Güvenlik Konseyi 2016 Aralık ayında alınan 2234 kararı açıkça ihlal edip genel olarak da Genel Kurul kararlarını aldırmamaktadır. 

parstoday