HÜSEYİN RUYVERAN YAZDI: SİYONİSTLERİN HERZLİYA KONFERANSINDAN KERBELA VE BEYRUT SOKAKLARINA UYGULANAN PROJE

 

Görüntülenme: 4202 Tarih: 06 Kasım 2019 15:42
HÜSEYİN RUYVERAN YAZDI: SİYONİSTLERİN HERZLİYA KONFERANSINDAN KERBELA VE BEYRUT SOKAKLARINA UYGULANAN PROJE

2019 yılında Siyonist rejimde gerçekleştirilen son Herzliya Konferansında şu noktaya değinildi: İran İslam Cumhuriyeti Siyonist rejim için en büyük ve en önemli tehlikedir ve gözüken o ki artık Siyonist rejimin askerî kanadı bu tehtidin karşısında durabilecek güçte değil. Bu nedenle söz konusu tehlikeye karşı koymak için 'Dördüncü Nesil Savaşlar' kullanılmalıdır.

Qodsna - Huseyn Ruyveran*

Irak ve Lübnan'da yaşananları aslında strateji bilimi açısından 'Dördüncü Nesil Savaşları' olarak okumak gerekir. Siyonist rejim her yıl Herzliya üniversitesinde aynı isimle toplantılar düzenliyor. Bu toplantılarda Siyonist rejim ile ilgili dâhili, bölgesel ve uluslararası son tehditler ile güvenlik, siyasî, askerî, ekonomik ve diğer fırsatlar değerlendirilmektedir.

Mezkur toplantılarda sunulan çözümler güvenlik, kültürel, askerî, ekonomik ve siyasî birimler tarafından takip edilmektedir.

2019'da yapılan son Herzliya Konferansında İran İslam Cumhuriyeti'nin Siyonist rejim için en büyük ve en önemli tehdit olduğu, İran'ın artan bölgesel nüfuzu ve direniş ekseni alanında üstlendiği stratejik ve önemli rolü dikkate alındığında, tüm tehditleri yok eden İsrail'in artık bu yeniyetme güce karşı koyabilecek askerî yeterliliğinin olmadığı vurgulandı.

Bu nedenle Herzliya'da söz konusu tehdide 'Dördüncü Nesil Savaşları' ile karşılık verilmesi gerektiği de ifade edildi. Dördüncü Nesil Savaşları özel araçlar, dizilişler ve yöntemlere sahiptir ve bunları Lübnan ve Irak olaylarında gözlemlemek mümkündür. Irak ve Lübnan'da halkın oyu ile iktidara gelen iki hükümet bulunmaktadır. Bu iki hükümet direniş ekseninin en önemli başarısı kabul edilmektedir.

Birinci varsayım, direnişin menfaatine olan bu iki ülkenin değişmesidir. Düşman direniş ekseninin güç bölgeleri sayılan bu ülkelerde 'Dördüncü Nesil Savaşları' modelini oturtmaya ve ekseni çatışmaya çekmeye çalışmıştır.

Irak Asaibi El Hak Hareketi Genel Sekreteri Şeyh Kays El-Hazali, Ekim ayının ilk günlerinde Irak'ta başlayan itirazlardan önce şöyle bir açıklama yapmıştı: Alınan dakik bilgilere göre Siyonist rejim ve Amerika, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirliklerinin de işbirliğiyle, Lübnan ve Irak başta olmak üzere bölge ülkelerinde itiraz ve isyanlar başlatacaktır.

Muhammed Bin Selman'ın danışmanı Samir Es Sehban ise bir takım Iraklılarla görüşmesinin ardından defaatla Ekim 2019'da Irak'ın çehresinin değişeceğini vurgulamıştır. Dolayısıyla bu itirazlar sürpriz değildi. Bunlar, dördüncü nesil savaşları kurgusudur.

Dördüncü Nesil Savaşları'nın Özellikleri:

İşsizlik, hükümetin artan yolsuzluklarıyla mücadele ve hükümetin etkisizliğine itiraz gibi gerçek sosyal talepler etrafında fikir birliği sağlama. Sivil Toplum Örgütleri liderliğindeki itirazlar sadece Irak'ta görülmektedir.

Amerika Elçiliği bu örgütlere üye olan binden fazla insanı medenî toplumu güçlendirme adı altında Amerika'ya götürmüş, siyasî eğitimlere tabi tutmuştur. Amerika yaklaşık 10 yıl önce Geleceğin Lider Gençlerinin Yetiştirilmesi Vakfı (Young Global Leader YGL) adı altında, Amerika'nın hedefleri ve menfaatleri doğrultusunda, farklı ülkelerde siyasî ve toplumsal hareketlere liderlik etmeyi hedefleyen gençler yetiştirmeyi ve tanıtmayı ilke edinen bir birlik kurmuştur.

Lübnan'daki son olaylarda başrol oynayan, Lübnan Dürzi Lideri Velid Canpolat'ın oğlu Timur Canpolat da bu şahıslardan biridir. Koordine olmak için sanal ortam yoluyla bağlantı kurmak, isyan ve itirazları yönetmek, ülkenin siyasî ve emniyet güçleri tarafından tutuklanmalarının önünü almak için kişilerin güvenliğini artırmak.

İtirazların canlı yayın olarak naklen yayınlanması:

Irak'ta Eş Şarkiyye, Dicle ve El Bağdadiyye kanalları ile Lübnan'da MTV, El Cedid ve LBC kanalları itirazları naklen yayınlama görevini üstlenmişlerdir.

İtirazların saha yönetimi için sahne ve podyum oluşturma:

Öncelikle bu sahnelere şarkıcı ya da şovmenler davet edilerek halk eğlendirilir ve cezb edilir. Daha sonra ise yemek ve şemsiye dağıtmak gibi farklı hizmetler sunulur. Halkı sokağa döktükten sonra da özel talepleri gündeme getirmek yoluyla halka siyasî rehberlik yapılır.

Direniş ekseni kurumları ve kişileri askerî yetersizliğin temel sebebiymiş gibi itham edilir ve bunların ülke yönetiminden çekilmeleri gerektiği algısı yaratarak toplumsal büyük bir tepki oluşturulur.

Irak'ta Ayetullah Sistanî, İran'da Ayetullah Hameneî, Komutan Kasım Süleymanî ve Haşdi Şaabi güçlerini; Lübnan'da ise Hizbullah, İslâmî Direniş ve Seyyid Hasan Nasrallah'ı kasıtlı olarak hedef gösteriyorlar.

Bu ithamların ve saldırıların hedefi ise toplumu ikiye bölmek. Bu parçalanma ise Amerika ve Siyonist rejimin istediği kaosun öncüsü olabilir. Yerel güçler arasında çatışma yaratmak. Bunu bazı güçlerin olayı ateşlemesi ve kalıcı etkilere sebep olmaları ile yapmaktadırlar.

Mesela Irak'ın güneyinde Asaibi El Hak liderlerinden bazılarına terör saldırısı düzenlemek gibi. Irak'ta Baascılar, Sarhiler, Yemaniler ve Şiraziciler, Lübnan'da ise Lübnan Kuvvetleri Lideri Samir Caca, Dürzi Lideri Velid Canpolat ve oğlu Timur Canpolat bu rolü yerine getirmektedir.

Yukarıda değinilen birinci varsayımın tüm adımlarında görülen genç kitlenin 15-25 yaş aralığında olduğu görülmektedir.

İkinci varsayıma göre ise bu ülkelerdeki toplumsal merciiler zaten değişti. Yani dinî, partisel, kurumsal, kavimsel ve hatta ailesel her mercii kendi rolünü zaten kaybetti. İtirazların yaygınlaşması ile Direniş Ekseninin ortadan kalkacağı düşünülmekteydi, ancak bu olmadı.

Ekim ayı başında takriben tüm Irak Güvenlik Yetkilileri, bazı Avrupa devletleri ve bölge ülkeleri tarafından önceden ayarlanmış bir programa davet edildiler. Böylece Irak'ta bir güvenlik boşluğu oluşturulmak ve itirazların hızla hedefine ulaşması sağlanmak istendi.

Ancak direnişin liderleri ve yetkililerin dirayeti Dördüncü Nesil Savaşlarının başarılı olmasına engel oldu. Irak ve Lübnan'daki gelişmeler kontrol altına alındı. Fakat dördüncü nesil savaşlarının Arap Krallıkları, Siyonizm ve Batılı bir koalisyon tarafından tüm direniş ekseni halkalarına karşı bir araya geldiğinden gafil olmamak gerekir. Irak ve Lübnan'daki gelişmeler her iki taraf için de pahalıya mâl olan bir tecrübedir. Buna göre direniş ekseni ve eksenin dahili güvenlik birimleri bu acı tecrübeden düşmanın hareketlerini engellemek ve dördüncü nesil savaşlarında büyük bir başarı kazanmak için en iyi şekilde faydalanmalıdır.

*Filistin Halkını Savunma Cemiyeti Uluslararası ve Siyasi Komisyon Başkanı

kudusgunu.com

Yorumlar