Siyonist Rejim İsrail başbakanı Binyamin Netanyahu 4 Eylül tarihinde ilk kez Batı Şeria'da bulunan El-Halil'e giderek İbrahim Cami(Halilürrahman Camii)'ye ayak bastı. Netanyahu'nun bu ziyaretinden önce ise Siyonist Rejim elebaşı Reuven Rivlin de El-Halil'de bulunarak İbrahim Camisini ziyaret etmişti.

Batı Yaka'da yer alan El-Halil şehri Filistinliler için büyük bir tarihî ve dinî öneme sahiptir. Büyük bir antik ve tarihî eser hazinesini barındıran bu şehir UNESCO kültürel ve antik eserler listesine alınmıştır. 

Siyonist elebaşısı Binyamin Netanyahu bu şehri ziyaretinde ise şöyle bir açıklamada bulunmuştur: " Yahudiler El-Halil'de yabancı değillerdir. Onlar ebediyen burada kalacaklardır."

Bu açıklamalar, El-Halil şehrinde 200 bini aşkın Filistinlinin ve sadece yüzlerce Yahudi'nin yaşadığı bir sırada gelmektedir. Ancak Siyonist  Rejim İsrail Filistin topraklarını işgal etme sürecinin devamında El-Halil şehrini de tam bir şekilde ele geçirmek ve işgal etmek istiyor. 

Bu şehrin salt çoğunluğunun Filistinlilere ait olmasına karşın Siyonist Rejim başkanı ve başbakanının son ziyaretleri Filistin halkının da ciddi tepkilerine neden olmuştur. Bu çerçevede Filistin halkı Siyonist Rejim başbakanının bu şehre girişini protesto ederek onun fotoğrafını taşıyan posterleri ateşe verdi. 

Netanyahu'nun El-Halil'deki Yahudilerin sonsuza kadar varlığına vurgu yapması ise Filistin Özerk Teşkilatı resmi sözcüsü Nebil Ebu-Rudeyne'nin tepkisine neden oldu. Ebu-Rudeyne şöyle bir açıklamada bulundu: "Sonsuza kadar kalacak şey Filistin'in kutsal değerleridir."

Siyonist Rejim İsrail başkanı ve başbakanının El-Halil'e ziyaretleri Filistinli kutsal mekanlar ve işgal altındaki bölgelerin Yahudileştirilmesi siyaseti çerçevesinde değerlendirmek mümkün. Bir diğer taraftan ise göründüğü kadarı ile bu ziyaretler Amerikan projesi Yüzyılın Anlaşması ile de bağlantılıdır. Bu doğrultuda Netanyahu Amerika yardımları ile El-Halil'i işgal altındaki topraklara eklemek istiyor. Zaten Netanyahu Kudüs'ü de tamamen Siyonist Rejim egemenliği altına sokmak istiyor. 

Buna ilaveten Netanyahu'nun El-Halil'e yaptığı ziyaretin zamanlaması da büyük bir öneme sahiptir. Çünkü bu ziyaret İsrail Parlamento seçimlerine iki haftadan az bir süre kaldığı bir dönemde gerçekleşti. Bu yüzden Netanyahu'nun Batı Yaka'da yer alan El-Halil'e ziyaretinin asıl amacının aşırı sağcıların oy alması doğrultusunda gerçekleştiğini söylemek mümkün. 

İbrahim Camii sorumlusu Hifzi Ebu-Senine bu hususta şöyle diyor: "Netanyahu'nun bu ziyaretten amacı, Knesset seçimlerine yaklaştığı dönemde aşırı sağcıların oylarını kazanmasıdır. Netanyahu bu ziyareti ile aşırıcılara bu şehrin Yahudilere özel olduğunu ve sultasına özel ilgi ayırdığını göstermek istiyor. ""

Gerçekte Netanyahu El-Halil'e yaptığı ziyareti seçim kampanyasının bir parçası olarak seçim amaçları doğrultusunda gerçekleştirmiştir. Netanyahu El-Halil'de yerleşim yerleri inşa etme ve bu şehirdeki Yahudileri özel bir şekilde destekleme gibi bahaneleri ile 17 Eylül'de düzenlenmesi planlanan parlamento seçimlerinde belli bir kesimin oylarını kazanmak istiyor. 

Buna paralel olarak Netanyahu Irak'ta Haşdi Şabi güçleri, Suriye ordusu mevzilerine saldırıp Lübnan egemenliğini ihlal ederek kendisi ve Likud partisinin işgal altındaki konumunu pekiştirmek istiyordu. Ancak Hizbullah'ın bu saldırılara karşılık olarak Pazartesi günü işgal altındaki topraklarda yaptığı saldırılar Netanyahu'nun bu çabasını boşa çıkarmıştı. 

Buna esasen Filistin İslami Direniş Hareketi-HAMAS sözcüsü Hazım Kasım Netanyahu'nun kaybetmiş olduğunu ve ümitsizliğe kapıldığını söyleyerek Netanyahu'nun El-Halil'e yönelik taarruza geçerek kendi konumunu pekiştirmek istediğini bildirdi. 

parstoday