Lübnan Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah'ın geçen pazar günü işgal rejimi İsrail ordusunu misillemede bulunma uyarılarının ardından Siyonist rejim yöneticilerini panik ve korku sardı.

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, işgal rejimi İsrail'in Beyrut'un güneyindeki Zahiye'ye İHA'lı saldırılarının ardından, Lübnan İslami direniş güçlerinin Siyonistlere saldırısının kesin olduğuna vurgu yaptı.

Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, önceki gün de bir merasimde yaptığı açıklamada, İsrail’in Beyrut'un güney banliyölerine saldırılarına karşılık vereceklerini söyledi.

Seyyid Hasan Nasrullah, İsrail’e seslenerek, “Rahat uyuyun. bugün karşılık vermeyeceğiz. 6 kişinin şehit olmasına neden olan Kuneytire’ye yönelik saldırıda 10 gün bekledik. Şimdi de acelemiz yok. Bu yüzden hazır olun.” dedi.

Nasrullah İsrail İHA’larına ilişkin “Hizbullah, tüm İHA’ları devirmek için herhangi bir taahhütte bulunmamıştır. Direniş güçleri ne zaman ve nereyi vuracağını belirliyor. İsrail’in casusluk faaliyetlerini sınırlandırmak için bazı savaş uçakları düşürülebilir, ancak İHA'lara harcamak istemediğimiz özel bir silaha sahibiz.” ifadelerinde bulundu.

Nasrullah'ın uyarılarının ardından işgal kabinesi acil olarak toplandı.

Bu toplantıda, İsrail ordusunun Lübnan sınırında konuşlu güçlerini takviye etme ve sivil araçlarının işgal topraklarının Lübnan sınırlarındaki belli noktalarda hareket etmesini yasakladı.

İndependet Arapça servisi de İsrailli bir kaynaktan naklen, İsrail'in dünya genelindeki büyükelçilikleri, konsoloslukları ve temsilciliklerini uyararak, üst düzey elçileri ve temsilcilerinden, ilerleyen günlerde konutlarında kalıp, gereksiz giriş çıkışlardan kaçınmaları tavsiyesinde bulunduğunu aktardı.

Bu gelişmeler, Siyonist yöneticilerin Nasrullah'ın uyarılarının ardından korku ve panik içinde olduklarını gösteriyor. Siyonistler, Nasrullah'ın söylediğini yerine getiren bir mert olduğunu iyi bildikleri için endişeli ve korkulu anlar yaşıyorlar.

İsrailli uzmanlardan Avidid Bin Ami bu bağlamda şöyle diyor: İsrail'in karşı karşıya kaldığı sorun, Nasrullah'ın daha önce söylediklerini yerine getirmiş olması ve yalan söylememesidir.

Üzerinde durulması gereken başka bir konu ise, işgal rejimi İsrail'in Hizbullah'ın caydırıcılık ve taarruz gücünün ne tür ve şekilde olması hakkında ayrıntılı bilgiye sahip olmamasıdır çünkü 2006 yılından beri, Hizbullah ile herhangi bir savaşa girmiş değil. Ancak İsrail, Hizbullah'ın bugünkü gücünün 2006 yılıyla kıya edilmeyecek kadar daha büyük olduğunun farkındadır. Bu nedenle, İsrail, Hizbullah'ın olası tepkisi karşısında gafil avlanıp, büyük hasar görebileceğinden ciddi endişe duymaktadır.

Diğer bir konu ise, Hizbullah Genel Sekreteri'nin işgal rejiminin İHA'lı saldırısına Hizbullah'ın muhakkak yanıt vereceği sözünü vermiş olmasıdır. Ancak Nasrullah, bu saldırının ne şekilde ve ne zaman olacağı hakkında bir şey söylemedi ve sadece, uyarıda bulunmak ve İsrail'in Hizbullah'ın cevabını beklemesini söylemekle yetindi.

Bu durum İsrail ve Netanyahu kabinesi için kafa karışıklığına yol açmıştır.

Arap dünyasının ünlü yazarlar ve analistlerinden Abdul-Bari Atvan bu bağlamda şöyle yazıyor: Herkes, idam kararını beklemenin infazından daha acı olduğu üzerinde hemfikirdir, İşte Siyonistlere benzer bir durum hakimdir. İşgalciler her an saldırı olabilecek korkusu içinde yaşıyorlar ve hiçbir görülmemiş şekilde alarma geçmişler ve askerleri, savaş uçakları ve Demir Kubbeleri'ni en yüksek seviyede teyakkuza geçirmiş bulunuyorlar.

Bu durum, Netanyahu için de büyük bedellere yol açabilir çünkü  işgal rejimi Başbakanı 17 eylül seçimlerinde güvenliği bir koz olarak kullanmaya çalışıyor.

Ancak Seyyid Hasan Nasrullah'ın uyarılarının ardından, Netanyahu kabinesi, seçim arefesinde güvenlik açısından ciddi endişe duymaktadır. 

parstoday