Geçtiğimiz hafta Perşembe günü İran Atom Enerjisi Kurumu sözcüsü Behruz Kemalvendi, Natanz şehit Mustafa Ahmedi Roşen zenginleştirme sitesinin açık havadaki çelik yapıda yapılan çalışmalarda bir olay yaşandığını duyurdu.

Sitedeki olayın sebep olduğu maddi hasara ve olay çapı bir yana, yaşanan olayın sebebi hakkında şimdiye kadar çeşitli medya ve haber çevrelerinde çeşitli ve çelişkili bir çok iddia ortaya atıldı. 
Örneğin siyonist rejim başbakanlık eski danışmanı, gazeteci ve İsrail stratejik araştırmalar merkezi çalışanı ve yorumcu Edy Cohen , korsan rejimin olayda muhtemel parmağından söz etti.
Korsan rejim İsrail dışişleri bakanı Gabi Aşkenazi bu konu ile ilgili olarak verdiği cevapta kendi tabiri ile İran’ın nükleer tehlikesine karşı her türlü eylemde bulunacaklarını ifade etti.
İsrail rejimi savunma bakanı ve hükümet ortağı Benny Gantz da, İran’ın Natanz Nükleer Tesisi’nde meydana gelen olayla ilgili “İran’da yaşanan her olayın bizimle bağlantısı olacak diye bir şey yok.” dedi.
Fakat korsan rejim başbakanı Benyamin Netanyahu bu soruya açıkça cevap vermekten kaçınarak, “biz bu konuya açıkça giremeyiz” dedi.
New York Times gazetesi verdiği haberinde Natanz Nükleer Tesisi'nde meydana gelen hasarla ilgili ilk bulguların, olayın sabotaj olduğunu ortaya koyduğunu iddia etti. Haberde, tesiste meydana gelen patlamanın, içeri yerleştirilen bir patlayıcı cihazdan kaynaklandığı öne sürüldü.
Endüstriyel sabotaj veya nükleer bir tesise saldırı, nükleer güvenlik için tehlikeli bir tehdit sayılıyor. UAEA genel konferansının 533 sayılı kararı açıkça “barışçıl hedeflere özel nükleer tesislere karşı tehdit veya silahlı saldırı, BM antlaşması, uluslararası hukuk ve Ajans’ın tüzüğü ve ilkelerine aykırıdır.” deniliyor.
Netenz nükleer tesisleri daha önce de Amerika ve korsan rejimin ortak siber saldırısına hedef olmuştur. Bu saldırı 2006 yılına ve George Bush başkanlık döneminde başladı ve Obama döneminde de devam etti. Stuxnet, Flamer ve Duco virüsleri, bu saldırıların bir bölümüdür.
Korsan rejimin benzer sabotajlarda bulunma geçmişi nedeni ile ırkçı rejimin böyle bir eylemde bulunma ihtimali bulunabilir fakat bu konunun kesinlik kazanması durumunda İran’ın karşılığı muhakkak çok sert ve kesin olacaktır. 
Nitekim İran, korsan rejime güçlü destek veren Amerika’ya, devrim muhafızları Kudüs gücü komutanı şehit korgeneral Kasım Süleymani’ye terör saldırısı ardından Irak’taki en büyük askeri üslerinden Ayn el-Esad’a 8 Ocak tarihinde ağır füze saldırısında bulundu, bu yüzden Amerikalılar İran’ın misilleme gücünü en iyi şekilde hissetmişler.
İranlı yetkililerin Netenz nükleer tesislerinde yaşanan olay ile ilgili nasıl bir karar alacakları, korsan rejimin bu olaydaki rolünün kesinlik kazanmasına bağlıdır.
Hiç şüphesiz korsan rejim İsrail yetkilileri İran’ın caydırıcı ve misilleme gücü ve kabiliyetlerinden gerçekçi bir bakışa sahipler. Bu yüzden tüm olanakları dikkate almadıkları takdirde ağır bir bedel ödeyeceklerini çok iyi biliyorlar.

parstoday