HİZBULLAH LİDERİ: LÜBNANLILARIN EKONOMİK DURUMLARIYLA İLGİLİ KAYGILARI FİLİSTİNLİLERİ DESTEKLEMEYİ İHMAL ETMELERİNE NEDEN OLMAMALIDIR

 

Görüntülenme: 2416 Tarih: 08 Temmuz 2020 20:18
HİZBULLAH LİDERİ: LÜBNANLILARIN EKONOMİK DURUMLARIYLA İLGİLİ KAYGILARI FİLİSTİNLİLERİ DESTEKLEMEYİ İHMAL ETMELERİNE NEDEN OLMAMALIDIR

Hizbullah Genel Sekreteri, Salı akşamı Lübnan'daki mevcut durum ve ekonomik durum hakkında konuştu ve ABD'nin bu ülkeye karşı yaptırım politikasını eleştirdi ve Amerikalıların bu eylemlerinden zarar göreceklerini söyledi.
 
Lübnan Hizbullah Hareketinin Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah Salı akşamı Lübnan ve Batı Asya bölgesindeki gelişmeler hakkında konuştu.
 
Seyyid Hasan Nasrallah ilk önce Tammuz savaşını (33 günlük savaş) ve bu savaşın şehitlerini, Siyonist düşmanın ve yeni Ortadoğu planının yenilgisini andı. Bahsedilen bu savaş, 12 Temmuz 2006'da, Siyonist askerlerin Hizbullah askerleri tarafından esir alınmasının ardından İsrail'in güney Lübnan'a saldırılarıyla başladı.
 
Hizbullah Genel Sekreteri, Lübnanlı alimlerden ve dini mercilerden olan Ayetullah Muhammed Hüseyin Fazlullah'ın ölümünün yıldönümüne değinerek, onu ülkedeki direnişin büyük bir figürü ve destekçisi olarak nitelendirdi.
 
Seyyid Hasan Nasrallah Lübnan'daki ekonomik durumdan bahsetti ve ekonomik durumun değerlendirilmesinin, ulusal bir değerlendirme olması gerektiğini ve tüm Lübnanlıların ve hatta Lübnan'da yaşayanların çabalarına tabi olduğunu söyledi.
 
Doğuya bakmak Batı ile kopmak anlamına gelmez
 
Seyyid Hasan Nasrallah önceki konuşmasında Doğu'ya baktığını söyledi, ancak bu Batı ile bağları ve Batı ülkeleriyle ilişkileri keseceği anlamına gelmiyordu. Hizbullah Genel Sekreteri, Lübnan'ın Siyonist rejim dışında Batı ülkeleriyle gerektiği gibi ilişkilere ve işbirliğine sahip olabileceğini söyledi.
 
Hizbullah Genel Sekreteri sözlerine şöyle devam etti: ‘Bazıları Batı'ya bakma konusunu başka bir yere taşımayı çalıştı; Bazıları Batı'nın bizim için oksijen olduğunu söylüyor. Sizden bu oksijeni serbest bırakmanızı istemedik, ama Batılılar bu oksijeni bizden kestiğinde ne yapmalıyız?’
 
Seyyid Hasan Nasrallah, doğuya bakma ve İran'la ticari ve ekonomik ilişkiler kurma konusundaki önceki açıklamaları hakkında bazı insanların yanlış düşüncelerine dikkat çekerek şu ifadelerde bulundu: ‘Bazı insanlar, doğuya bakmanın ve İran ile ilişkiler kurmanın Lübnan'ı İran modeline dönüştürmek istediğimiz anlamına geldiğini söyledi. Biz böyle bir şey söylemedik. Biz, İran'dan bize yardım etmesini istedik. İran’ın, petrol ve benzin türevlerini Lübnan lirasına satmayı kabul etmesi, İran'ın büyük fedakarlıklar yaptığı anlamına gelir.’
 
Hizbullah Genel Sekreteri, İran'ın son birkaç on yılda ABD'nin yaptırımlarına karşı direnişini takdir etti ve İran ve Lübnan'ı kıyaslayarak şunları söyledi: ‘Lübnan'ın ABD'nin yaptırımlarına karşı koyan bir İran modelinin unsurlarına sahip olmadığından emin olun.
 
İran gıda maddeleri konusunda neredeyse kendi kendine yetebilmektedir ve endüstrileri ve ekipmanları gelişmiştir ve bu ülke uzaya uydu gönderebiliyor ve benzin, dizel ve elektrik konusunda da yine kendine yetebilmekte ve yurt dışına ilaç ihraç etmektedir, ancak Lübnan, İran modelinin unsurlarına ve potansiyeline sahip değildir; Emin olun. İran Lübnan'a ekonomik olarak yardımda bulunmak istiyorsa, bu konu saygılı bir şekilde değerlendirilmeli ve kimse bu konuda endişelenmemelidir.’
 
Lübnan ve İran dolar yerine ulusal para birimlerini kullanabilir
 
Seyyid Hasan Nasrallah şu ifadelerde bulundu: ‘Başka bir çözüm Merkez Bankası'nın eylemleridir, İran'dan lira ile petrol türevi alımları Merkez Bankası için ne kadar tasarruf sağlıyor? Bunu garanti ediyorum ve bunu Lübnan yetkililerine medyanın gözünden uzak bir şekilde önerdik ve bu yolun bizi nereye götüreceğini görmek için bu seçeneği denememiz gerektiğini söyledik.
 
İran 40 yıl boyunca yaptırımlara direndi, ancak Lübnan'da yaptırımlar ve tehditler yürürlüğe girer girmez bazı insanların ABD'ye teslim olmak için acele ettiğini görüyoruz. Lübnan'ı başka bir ülkeye dönüştürmeyi düşünmüyoruz.’
 
Mevcut krizden kurtulmak için tüm yollar ve seçenekler denenmelidir
 
Seyyid Hasan Nasrallah sözlerine şöyle devam etti: ‘Lübnan'da, bu ülkeye yardım etmek isteyen ülkelerle ilişkiler kurmalıyız, mevcut durumdan kurtulmak ve bu konuda ısrar etmek için tek bir yol seçmemeliyiz.
 
Bazıları, mevcut durumdan kurtulmak için Uluslararası Para Fonu'na gitmemiz gerektiğini söylüyor, biz de bu konuda bir sorun olmadığını söyledik, ancak bu, diğer seçenekleri terk etmemiz gerektiği anlamına gelmiyor. Lübnan'da ekonomik çöküşü ve açlığı önleyecek olası yollar izlenmeli ve tek bir yol ile yetinilmemelidir.’
 
Hükümet ve halk yan yana bu son tehdidi fırsata dönüştürebilir
 
Hizbullah Genel Sekreteri, Lübnan'daki son ekonomik ve mali durumu en tehlikeli tehdit olarak nitelendirdi ve bu tehdidin Lübnan ulusunu ve hükümetini hedef aldığını, ancak Lübnanlıların bu tehdidi bir fırsata çevirebileceğini ve gerekli önlemleri alabileceğini söyledi.
 
Seyyid Hasan Nasrallah şu ifadelerde bulundu: ‘İran, Çin ve Irak gibi Doğu ülkeleri ile ticaret ve ekonomik bağlara sahip olmanın şöyle bir faydası vardır; Amerikalılara ve diğerlerine Lübnan'ın başka seçenekleri olduğu mesajını gönderecektir.
 
Bazı politikalar nedeniyle, Lübnan neredeyse tüketici bir ülke haline geldi ve bila teşbih, neredeyse su ve oksijeni bile ithal edecek. Lübnan en basit ürünleri bile ithal ediyor ve bu ülke üretici bir ülke olmalıdır.’
 
Hepimizin üretime geçmesi gerekiyor
 
Nasrallah, Lübnan'daki denklem ve ekonomik modelde bir değişiklik çağrısında bulundu ve üretimin yapılması gerektiğini ve bunun Lübnan hükümetinin ve halkının sorumluluğu olduğunu söyledi.
 
Hizbullah Genel Sekreteri, tarımsal direnişe veya tarım cihadına gidilmesi ve tarım ve sanayi sektörlerini canlandırmak için savaşa girilmesi gerektiğini belirtti ve bu iki alanı, Lübnan'ın istikrarı ve direnişi için önemli bir şart olarak nitelendirdi.
 
Ulusal egemenliğe sahip olmak dışarıdan bağımsız olmayı gerektirir
 
Seyyid Hasan Nasrallah, Lübnan halkının üretici olmadığı sürece egemen bir ulus olamayacağını söyledi.
 
ABD’nin Beyrut Büyükelçisinin müdahaleleri
 
Hizbullah Genel Sekreteri, ABD’nin Beyrut Büyükelçisinin Lübnan'ın içişlerine karışmasına değinerek şu ifadelerde bulundu: ‘Lübnan halkının kaderini belirleyecek olan ABD büyükelçisi veya Dışişleri Bakanlığı değil, Lübnan hükümetidir.
 
Her gün saldırıya uğruyoruz ve bu Amerikan büyükelçisi geliyor ve bizim aleyhimizde konuşuyor. Bundan daha tehlikeli olan, onun Lübnan'daki siyasi liderlerle buluşması ve onları Hizbullah'a karşı kışkırtmasıdır.’
 
Seyyid Hassan Nasrallah ABD büyükelçisinin sözlerini reddetti ve Lübnan hükümetini ülkedeki İslami Direnişe karşı yapılan suçlamalar karşısında sessiz kalmamaya çağırdı.
 
Yargıç Mazah’ın kararı takdire şayandır
 
Hizbullah Genel Sekreteri, Lübnanlı Yargıç Muhammed Mazah'ın ABD'nin Beyrut Büyükelçisi Dorothy Shea ile Lübnan medya kuruluşlarının röportaj yapmasını yasaklama kararını cesur ve onurlu bir eylem olarak nitelendirdi ve şunu sordu: ‘Lübnan'daki mali kararların ABD büyükelçisi ile ne ilgisi var? Ancak bu gerçekleşti ve ABD büyükelçisi hatta birçok yetkiliyi tehdit etti ve Merkez Bankası Başkan Yardımcısı veya Bankacılık Denetleme Komitesi Başkanını getirmelerini istedi; eğer onun isteklerine ve müdahalelerine itaat ederseniz vay halinize.’
 
Lübnan'ın kaderi, ABD büyükelçisinin değil, Lübnan halkının elindedir
 
Seyyid Hasan Nasrallah sözlerine şöyle devam etti: ‘ABD büyükelçisinin son günlerde Lübnan meselelerine müdahalesinin bir başka örneği de Lübnan hükümetinin çalışmalarının sona erdiğini söylemesidir; Sanane? Hükümetin istifa edip etmeyeceğine karar verecek olan ABD büyükelçisi değil, Lübnan halkıdır.
 
ABD büyükelçisi, Lübnan'daki medyayla röportaj yapmak ve Hizbullah'a saldırmak yerine ABD'nin bölge ülkelerinde çıkardığı savaşlara ve işlediği suçlara bakmalıdır.’
 
Nasrallah, Amerika Büyükelçisine hitaben şunları söyledi: ‘Başkanınız Trump, hükümetinizin IŞİD'i oluşturduğunu kabul ediyor. Siz, bölgede İsrail terörünü ve takfirci terörizmi destekliyorsunuz; Bu nedenle, sınırlarınızı bilmenizi ve kendinize saygı duymanızı öneririz.’
 
Amerikalıların elleri Lübnanlıların kanına bulanmıştır
 
Seyyid Hasan Nasrallah, İsrail'in Lübnan direnişine karşı 33 günlük savaşına atıfta bulundu ve savaşta öldürülenlerin kanının, İsrail'i destekleyen cani ABD hükümetinden boynunda olduğunu söyledi.
 
Hizbullah Genel Sekreteri Trump hükümetine hitap ederek, "Lübnan'ı bastırmaya yönelik politikalarınız Hizbullah'ı güçlendirecek ve müttefiklerinizi ve Lübnan'daki etkinizi zayıflatacak" dedi.
 
Hizbullah'ın ABD'nin müdahalesini durdurmaya yönelik diplomatik çabaları
 
Seyyid Hasan Nasrallah sözlerine şöyle devam etti: ‘Hizbullah’ın El-Vefa Lil Mukavamet Partisindeki temsilcileri, ABD Büyükelçisinin ihzar edilmesi ve ondan uluslararası hukuka riayet etmesi konusunda Lübnan Dışişleri Bakanlığına yazılı bir talepte bulunacak.’
 
Filistinliler unutulmamalıdır
 
Seyyid Hasan Nasrallah konuşmasının sonunda, Siyonist rejimin Batı Şeria'yı işgal etme planına değinerek şunları söyledi: ‘Lübnanlıların ekonomik durumlarıyla ilgili kaygıları, Filistinlileri desteklemeyi ve Batı Şeria'yı işgal etme planına karşı çıkmayı ihmal etmelerine neden olmamalıdır.
 
Şu anda en tehlikeli konu, Batı Şeria'nın işgalci rejimin topraklarına katılması planıdır. Çeşitli Filistin gruplarıyla temas halindeyiz ve dün kardeşim İsmail Haniye'den bir mesaj aldım. Söylemek istediğim şu ki Filistinlileri unutmamalıyız. Herkes Filistin'i desteklemek için konuşmalı ve bu plana mücadele etmek için Filistinli liderlerle koordine olunmalı ve birlikte çalışmalıdır. Bu konunun güçlendirilmesi gerekiyor.’
rasthaber
Not: Facebook kullanıcılarının bu haberi ceza almadan paylaşabilmeleri için Nasrallah'ın fotoğrafını haberde kullanmadık. 

Yorumlar