DOÇ. DR. NECMETTİN ÇALIŞKAN: BİR İNSANIN GERÇEK KALİTESİ FİLİSTİN DAVASINA OLAN YAKINLIĞI İLE ANLAŞILIR

 

Görüntülenme: 1586 Tarih: 24 Şubat 2020 01:14
DOÇ. DR. NECMETTİN ÇALIŞKAN: BİR İNSANIN GERÇEK KALİTESİ FİLİSTİN DAVASINA OLAN YAKINLIĞI İLE ANLAŞILIR

EDEB Platformu’nun her yıl düzenlediği Şehidler Gecesi programı bu yıl da coşkulu bir katılımla gerçekleştirdi. Bu yılki programın konuğu Doç. Dr. Necmettin ÇALIŞKAN'dı.

Gece Zekeriya Lafçı Hoca’nın Kur’an-ı Kerim okumasıyla başladı. Ardından EDEB Platformu adına Yasin Kuruçay selamlama konuşması yaptı.

Yasin Kuruçay konuşmasında şunlara değindi:

“İnsan ve Müslüman olmak, adil bir dünya için mücadele etmekle mümkündür. Adil bir dünya için mücadele etmek ise insanlığın ve İslam'ın düşmanı olan güç odaklarına ve zalimlere karşı durmakla mümkündür. Varlığımızın ve istikbalimizin yegâne gayesi; Yüce Kur'an'ın ifadesiyle "adaleti ayakta tutan şahitler olmak"tır. Şehidler, hayatın sadece bu dünyadan ibaret olmadığını gösteren yoldaki işaretlerdir. Şehidler ırkın, dilin, rengin, ülkenin, mezhebin ve meşrebin değil; adaletin, mücadelenin, azmin, fedakârlığın ve izzetin önemli olduğunu gösteren gökyüzündeki yıldızlardır. Mısır'da İngiliz Firavunlarına, Çeçenistan'da Rus Firavunlarına, İran'da Amerikan Firavunlarına, Filistin'de, Lübnan'da ve Suriye'de İsrail Firavunlarına karşı mücadele eden şehidlere selam olsun. Irak'ta ve Yakın Doğuda Siyonist güçlerin maşası olan örgütlerle mücadele eden şehidlere selam olsun. Boğazlarda çakal sürüsüne geçit vermeyen Çanakkale Şehidlerine selam olsun. Siyonist devletin ikiyüzlülüğü ortaya çıkaran Mavi Marmara şehidlerine selam olsun. 15 Temmuzda şer odaklara ve ikiyüzlü taşeronlarına karşı tankların ve uçakların karşısına dikilen aziz şehidlerimize de selam olsun. Yolları yolumuz, sonları sonumuz olsun.”

Selamlama konuşmasının ardından Doç. Dr. Necmettin Çalışkan “Şehidlik ve Şehadet” konulu konuşmasını yapmak üzere kürsüye geldi.

Çalışkan'ın konuşmasından notlar şu şekilde:

Şehadet gibi önemli konuları dikkate alan insanlar oldukça azaldı. Bu nedenle EDEB Platformunu tebrik ediyor ve böyle bir program düzenledikleri için teşekkür ediyorum. Şehid Metin Yüksel’in faşistler tarafından öldürüldüğü ay Şubat ayı olduğu için ve birçok şehid bu ayda şehid olduğu için Şubat ayı Şehidler ayı olarak kutlanmaktadır. Şehid Metin Yüksel, Müslümanlığı Amerikancılıktan ayrı olarak görmemizi sağlayan kutlu bir şehiddir.

İslam’da esas olan yaşamaktır

Bazı İslam âlimleri şehadeti dünya şehadeti, ahiret şehadeti ve hem dünya hem ahiret şehadeti olarak üçe ayırırlar. Ancak gerçek şehadet kan ve can vererek elde edilebilir. İslam’da esas olan yaşamaktır. Müslümanlar için hayat iman etmek ve cihat etmektir. İnsan şehadeti eylemlerinin sonucunda elde edilir. Ancak günümüzde şurada savaş çıksın da gidip şehid olalım şeklinde bir anlayış İslam dünyasında yayılmaktadır. Bu anlayış doğru değildir. Dikkat edilirse şehid gibi yaşayan kişiler şehid edilmiştir. Birçok şehidin şehadeti “gidip savaşa hadi ben şehid olayım” şeklinde olmamıştır.

Ülkemizde de şehadet kavramı yanlış şekillerde kullanılmaktadır. Demokrasi şehidi, basın şehidi vb. kullanımlar doğru değildir. Şehidlik makamı yalnızca Allah rızası için mücadele etmekle elde edilebilir.
Şehidler çok önemli özelliklere sahiptir. Bu özellikler şunlardır.

Şehidler, Filistin davasına sahip çıkmıştır. Şehidler Filistin davasını önemsemiş ve öncelemişlerdir. Filistin ve Kudüs için şehid olmuş birçok önder vardır. Şehadeti anlamak için Filistin davası en önemli mihenk taşıdır. Bir insanın gerçek kalitesi Filistin davasına olan yakınlığı ve bu dava için ne ölçüde mücadele ettiği ile anlaşılabilir.

Şehidler oyun bozan önderlerdir

Şehidlerin bir başka özelliği küresel sistemin önüne set olan, onların oyunlarını bozan kişiler olmalarıdır. Günümüzde de BOP planına engel olmaya çalışan kişilere yönelik şeytanlaştırma manipülasyonu yapılmaktadır. Oysa şehidler zalime karşı dik duruş gösteren, küresel planlara karşı duran kişilerdir.

Şehidler kazanmayı değil, ilahi rızayı önceler

Şehidler toprağa ekilen fidanlardır. Şehidler yaşamlarıyla İslami mücadeleyi filizlendiren önderlerdir. Bu açıdan Şehidlerin yerlerini doldurmak kolay değildir.

İslam daveti sonuç odaklı ve kazanma üzerine değildir. İnsanların çok beğeni alması, karizması, yürüyüşü ve gücü Allah katında değerli değildir. Allah katında değerli olan mücadele etmektir. Müslümanlar sonucu Allah’tan bekler.

Şehidler eylem adamlarıdır. Dünya sevgisi ve ölüm korkusu şehadete ulaşmayı engelleyen unsurlardır. Dünyaya olan bağımlılığımız, şehadet arzusunu kısıtlamaktadır. Günümüzde çok konuşmak önemli gibi görülmektedir. Şehidler ise konuşmalarından çok eylemleriyle örnektir.

Bizim bugün sorgulamamız gereken şey şehadete ne kadar hazır olduğumuzdur. Kalbimizi ve yaşantımızı şehadete hazır hale getirmedikçe şehadete ulaşmak mümkün değildir. Şehadete ulaşmak için öncelikle şehit gibi yaşamalıyız.

*

Müslümanlar Kendi Gündemlerini Oluşturmalılar

Bugün küresel sistem tarafından önümüze konulan konuları konuşuyoruz. En basitinden bugün aile yapımızı tehdit eden İstanbul Sözleşmesi konusunda bile, Müslümanlar kendi değer sistemlerine uygun düşünmekten ve konuşmaktan imtina ediyorlar. Bu işleyiş akademi dünyasında da, hayatın diğer alanlarında da devam etmektedir.

Bugün genç nesil tasfiye edilmektedir. İslam dünyasında genç nüfus potansiyeli farklı şekillerde tasfiye dilmektedir. Cihat adı altında dahi bu tasfiyeler yapılmaktadır. Şehadet ile savaş tamtamcılığı birbirinden farklıdır. 
İslam dünyası kendi gündemini oluşturamadığı için küresel odaklar tarafından sömürülmektedir. Bugün gerçek düşmanı çoğumuz tanımıyoruz. Asıl olan birebir düşmanla yüzleşmektir. Birbirimizle uğraşacağımıza kapitalizmle, Siyonizmle, emperyalizmle, Amerika ve İsrail ile yüzleşmeliyiz.

Küresel güçler bireysel Müslüman olmamızı istiyorlar. Ama İslam’ı yaşamaya ve toplumda yaşatmaya çalıştığınızda, İslam’ı bireysel alandan toplumsal alana taşıdığınızda bunu sorun olarak görüyorlar. Ama asıl olan Müslümanca yaşamaktır. Bizler asla namaz kılan köleler olmayacağız. 

İhtilaflarımızı değil ittifaklarımızı ön plana çıkarmalıyız

Piyasa İslamcılarının sığ, düzeysiz, tekfirci yaklaşımlarından kurtulmamız gerekmektedir. Bugün öyle Müslüman bir kitle var ki cennete bekçi olsalar birçoğumuzu cennetin kapısından içeri almazlar. Bu piyasa İslamcıları Müslümanları birbirine kırdırmak için kullanılmakta ve kullanma tarihi bittiğinde çöp gibi atılmaktadır. Bizler Müslümanlar olarak her türlü farklılıklarımıza rağmen biriz ve bir olmalıyız.  Irkçılık ve mezhepçilik bizi zayıflatan hastalıklardır. Bizler İhtilaflarımızı değil ittifaklarımızı ön plana çıkarmalıyız.”

Necmettin Çalışkan’ın konuşmasının ardından Halil Yücel Vahdet duasını, dinleyicilerle birlikte okudu. Vahdet duasının ardından Muhsin Önalan “Alınyazısı Saati Kudüs” adlı şiiri okudu.

Şiirin ardından Erdemli Gençlik Müzik grubu şehadet marşları ve ezgileriyle izleyicilere duygulu anlar yaşattılar. 

Program dua yapılmasının ardından sona erdi.

 

İSLAMİ ANALİZ

Yorumlar