DİRENİŞİN SEYYİDİ'NİN ALMANYA'YA VERDİĞİ TEPKİNİN BOYUTLARI

 

Görüntülenme: 2287 Tarih: 06 Mayıs 2020 20:07
DİRENİŞİN SEYYİDİ'NİN ALMANYA'YA VERDİĞİ TEPKİNİN BOYUTLARI

Lübnan Hizbullah Hareketi lideri Seyyid Hasan Nasrullah Almanya hükümetinin Hizbullah hareketini terör örgütü olarak adlandırmasını Amerika ve Siyonist Rejim İsrail baskıları altında gerçekleştirilen bir girişim olarak adlandırdı.

Almanya içişleri bakanlığı Perşembe günü Lübnan Hizbullah Hareketini terör örgütü olarak adlandırarak bu grubun Almanya topraklarındaki  faaliyetlerini de yasaklamış oldu. 

Bölgedeki farklı direniş grupları ise Almanya hükümetinin içişleri bakanlığının bu girişimine tepki gösterdi. Bu arada Lübnan Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasullah'ın tepkisi ise diğer direniş eksenlerinden gelen tepkilere göre daha fazla öneme sahiptir. 

Seyyid Hasan Nasrullah'ın tepkisinin ilk boyutu  Almanya hükümetinin Hizbullah Hareketini terör örgütü adlandırma girişimini  tek başına yapmadığını tamamen Amerika ve Siyonist Lobisi etkisinde ve baskısı altında kalarak bunu yapmasıdır.   Hizbullah Hareketi genel sekreterinin bu bakışı Avrupa ülkelerinin Amerika karşısında bağımsız olmamasına kinayeli ifadeleri içermesinin yanı sıra  bölgedeki direniş ekseninin hedef alınmasının Amerika ve Siyonist Rejim İsrail'in  makro stratejisi olduğunu da gösteriyor.  Amerika ve Siyonist Rejim bu makro siyaset ve strateji çerçevesinde Avrupalı ülkeleri bile kendine alet edip onları baskı altında bırakmaktadır. 

Seyyid Hasan Nasrullah'ın  Pazartesi akşamki konuşmasında dikkat çeken ikinci önemli nokta ise   Amerika ve Siyonist Rejim İsrail'in direniş gruplarını topyekun bölgeden silinmesi ile sulta kurabilecekleridir. Seyyid Hasan Nasrullah açısından  bölgede Amerikan-Siyonist komploları karşısında dik duran ana hareket de direniş hareketleri ve gruplarıdırlar.    Seyyid Hasan Nasrullah bu hususta  Amerika'nın  bölgede hegemonya ve sulta kurmak ve Siyonist Rejim İsrail'in de bölgede işgalcilik projesini hayata geçirmek olduğuna değinerek  direniş gruplarının ve hareketlerinin bu komplolar karşısında dik durduğunu ve bu projeleri kınadığını söyledi. 

Sözkonusu iki boyut göz önünde bulundurulduğunda  Lübnan Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri  de Almanya hükümetinin Hizbullah Hareketi ile ilgili kararının siyasi bir karar olduğunu düşünmektedir.  Almanya hükümeti  bu kararına hiçbir gerekçe göstermemiş, Hizbullah Hareketinin  terör eylemlerinde bulunmasına dair de kanıt sunmamıştır. Ayrıca  Hizbullah Hareketi'nin  de Almanya ve Fransa'da kendine bağlı hiçbir kolu da yoktur.  Bu hareket yıllardır artık Avrupa ülkeleri ve Latin Amerika ülkelerinde kendine bağlı kurumlar ve hareketler oluşturmayı da göz ardı etmiştir. 

Bu yüzden  Almanya'nın  Hizbullah Hareketi ile ilgili kararının ardından makro bir hedef yer almaktadır. Bu çerçevede Batı Asya bölgesinde direniş ekseninin zayıflatılması ve yok edilmesi ve nihayetinde de Filistin ülküsünün unutturulmaya çalıştırılması yer almaktadır. 

Görünen o ki  Amerika ve Siyonist Rejim İsrail'in bu yöndeki baskıları da Batı Asya bölgesine sulta kurmak ve de Yüzyılın Anlaşması projesinin hayata geçirilmesi doğrultusundadır.  Yüzyılın Anlaşmasının projesinin tanıtılmasında  Lübnan Hizbullah'ına değinilmese de   genel olarak bölgedeki direnişin ve özel olarak Hizbullah Hareketinin kısıtlandırılması  Yüzyılın Anlaşması projesinin yazılmamış maddelerinden olup hayata geçirilmeye çalışılan husustur. 

 

Bir diğer yandan  ise Direniş Grupları özellikle de Lübnan Hizbullah Hareketi de bölgede  konumu güçlenmiştir.  Hizbullah Hareketi Lübnan'daki iktidar yapısında belirgin bir role sahip olmuş ve bu ülkenin en kenetlenmiş siyasi grubu da sayılıyor. Bir diğer yandan ise  bölgede son onyılda yaşanan krizler özellikle de Suriye krizinde askeri potansiyellerini göstermiş ve büyük bir aktör performansını çizmiştir.  Bu aktör ile ister askeri ister siyasi anlamda Lübnan düzeyinde mücadele etmek  mümkün olmadığı için   Amerika ve Siyonistler şimdi de yaptırım ve terörizmden baskı aracı olarak yararlanmaktadırlar. 

parstoday

Not: Facebook kullanıcılarının bu haberi ceza almadan paylaşabilmeleri için haberde fotoğraf ve Seyyidin ismini kullanmadık.

Yorumlar