İzzet Er-Reşak, Knesset'da oylanan ve bu rejime yabancı medya organlarını önceden izin almaksızın kapatma yetkisi tanıyan yasa tasarısının, basın özgürlüğüne doğrudan bir tehdit ve susturma politikasının kurumsallaşması anlamına geldiğini söyledi.
Hamas Siyasi Büro Üyesi İzzet Er-Reşak, İsrail parlamentosu Knesset’in yabancı medya kuruluşlarının kapatılmasına ilişkin yasa tasarısını onaylamasını, bu rejimin gerçeğin sesinin dünyaya ulaşmasını engellemeye yönelik suç politikasının bir devamı ve Filistin halkına karşı baskı ve suçların artırılması yönündeki girişimlerinin bir parçası olarak değerlendirdi.
Siyonist rejim basını susturmak istiyor
Qodsna’nın El-Mayadin kanalından aktardığına göre, Filistinli şahsiyetler ve grupların Knesset’in yabancı medya organlarını kapatma yasa tasarısını onaylamasına yönelik tepkilerinin ardından, Hamas Siyasi Büro Üyesi İzzet Er-Reşak salı akşamı yaptığı açıklamada, işgalci rejim parlamentosunda oylanan ve bu rejime yabancı medya organlarını önceden izin almaksızın kapatma yetkisi tanıyan yasa tasarısının, basın özgürlüğüne doğrudan bir tehdit ve susturma politikasının kurumsallaşması anlamına geldiğini söyledi.
İzzet Er-Reşak, siyonistlerin bu adımının, Filistin halkına yönelik işledikleri suçlar ve saldırılar hakkındaki gerçeklerin dünyaya ulaşmasını engellemeyi amaçladığını belirtti. Reşak, siyonist rejimin güvenliği açısından “zararlı” olarak nitelendirdiği medya içeriklerinin aslında işgalin yol açtığı soykırım, yerinden etme, yerleşimcilik, Yahudileştirme ve ev yıkımlarını ifşa ettiğini ve Filistin halkının acılarını belgelendirdiğini ifade etti.
Tüm Dünya Acilen Harekete Geçmelidir
Hamas yetkilisi, yabancı medya organlarının kapatılması ve ortadan kaldırılmasının, bu siyonist suçların üzerini örtmeye yönelik kasıtlı bir girişim olduğunu ve bu suçların kınanması ile faillerin hesap vermesi gerektiğini vurguladı.
Reşak, dünya ülkeleri, hükümetleri ve insan hakları kuruluşlarına acilen harekete geçme çağrısında bulunarak, siyonistlerin Filistin halkına yönelik suçlarını yoğunlaştırma niyetinin açık bir göstergesi olan bu yasayı iptal ettirmek için tüm araçları kullanarak baskı yapmaları gerektiğini belirtti.
Uluslararası Medya Siyonistlerin Bu Kararına Karşı Birlik Olmalı
Reşak ayrıca uluslararası medya birlikleri, basın kurumları ve medya çalışanlarına da çağrıda bulunarak, siyonist rejimi uluslararası basının işgal altındaki Filistin topraklarına erişimine izin vermeye zorlamak ve böylece Filistin davasında hak ve adaletin savunulması çerçevesinde gerçeği gözlemleyip dünyaya aktarma yönündeki çabaları birleştirmeleri gerektiğini söyledi.
İletişim Bakanı’nın Yetkileri Yargı Denetiminin Dışında Bırakıldı
Hamas yetkilisinin bu açıklamaları, siyonist rejimin parlamentosu Knesset’in pazartesi akşamı, bu rejim kabinesine “kendi güvenliğine zararlı gördüğü” her türlü yabancı medya organını kapatma yetkisi veren yeni yasa tasarısını onaylamasının ardından geldi. Böylece, işgal altındaki Filistin’de yabancı medya kuruluşlarının kapatılması artık geçici bir uygulama olmaktan çıkarılarak kalıcı bir yasaya dönüştürülmüş oldu. Bu yasa, İletişim Bakanı’nın yetkilerini yargı denetimi olmaksızın genişletiyor.
Tasarıyı Likud Partisi Milletvekili Sundu
Siyonist rejimin aşırı sağcı Likud Partisi milletvekili Ariel Kalner tarafından sunulan tasarı, 50 oyla kabul edildi. “Yabancı Medya Kuruluşlarının İsrail Güvenliğine Zarar Vermesinin Önlenmesi Yasası” adıyla bilinen bu düzenleme, Gazze savaşı sırasında medyaya getirilen kısıtlamaları kalıcı hale getirmeyi amaçlıyor. Bu sayede rejimin İletişim Bakanlığı, herhangi bir mahkeme kararı veya ek yargı onayına ihtiyaç duymadan yabancı medya organlarının kapatılması veya erişimlerinin engellenmesi talimatını verebilecek.
Bu tasarı, İsrail rejiminin iletişim bakanına yeni yetkiler de veriyor. Buna göre bakan, içerik üretimi yapan kurumların internet sitesi operatörlerine yayınları durdurma veya medya içeriklerini kısıtlama talimatı verebilecek.
Siyonist Rejim Sansür Yasalarıyla İşler
Sahte Siyonist rejim, dünyada demokrasi iddiasında bulunan ancak tamamen sansür yasalarıyla işleyen tek yapıdır. İsrail rejimi, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü konusunda gösterişli söylemler üretse de, dünyanın en ağır sansür uygulamaları bu rejime aittir. Siyonist rejimde en belirgin sansür biçimi “askeri sansür”dür. Bu kavram, basın ve medya organlarında belirli haber ve içeriklerin yayımlanmasını yasaklayan bir dizi yasa ve düzenlemeyi kapsar.
Siyonist rejim, sahte yapısı gereği, Filistin topraklarının işgaline başladığı ilk günden bu yana maruz kaldığı çok yönlü dış tehditleri gerekçe göstererek, rejime zarar verebilecek her türlü bilginin yayılmasını önlemek amacıyla katı sansür yasaları uygulamaktadır. İsrail’in askeri sansür sistemi, 1945 yılında İngiltere tarafından çıkarılan “Olağanüstü Hal Yasaları”na dayanmaktadır ve savaş dönemlerinde bu yasaların uygulanma oranı ciddi şekilde artmaktadır.
Siyonist İsrail Gazetecilere Manipülatif İçerikler Ürettirir
Ancak işgal altındaki Filistin’deki askeri sansür yalnızca rejim liderleri ve sahte İsrail yapısına zarar verebilecek bilgilerin yayımlanmasını engellemekle sınırlı değildir. Güvenlik ve siyasi makamlar, kendilerine yakın bazı gazetecilere, işgal rejiminin çıkarları doğrultusunda sahte ve manipülatif içerikler üretmeleri talimatını vermektedir.
Bu süreçte, “askeri sansür memuru” olarak bilinen denetçiler zaman zaman medyaya, yayımlanmadan önce incelenmesi gereken konuların bir listesini sunmaktadır. Temmuz 2018’de İsrail Askeri Sansür Kurumu, ülkedeki medya organlarında yayımlanan her beş haberden en az birinin sansürden geçirildiğini veya yeniden düzenlendiğini itiraf etmiştir.
İsrail'de Askeri Sansür Çok Yaygın
Siyonistler, askeri sansür uygulamak için çok sayıda araca sahiptir. Kabineye ve orduya bağlı çeşitli kurumlar, İsrail’in sansür politikalarının icrasında etkin rol oynamaktadır. Bilgi Güvenliği Kurumu, Medya Denetim Kurulu, Yargı Ağları Konseyi, Başbakanlık Basın Ofisi, mahkemeler ve ordu sözcülüğü, işgal altındaki Filistin’de askeri sansür yasalarının uygulanmasından sorumlu başlıca birimler arasında yer almaktadır.
İşgal altındaki topraklarda güvenlik ve sansür birbirine sıkı sıkıya bağlıdır; biri olmadan diğeri anlam kazanmaz. Siyonist liderler, sahte rejimlerinin güvenliğini koruyabilmek için sansürün zorunlu bir araç olduğuna en başından beri inanmaktadır.
www.kudusgunu.com