ABDULLAH SEVİM'DEN BÜYÜK KUDÜS MİTİNGİNE KATILIM ÇAĞRISI

 

Görüntülenme: 1887 Tarih: 07 Şubat 2020 09:09
ABDULLAH SEVİM'DEN BÜYÜK KUDÜS MİTİNGİNE KATILIM ÇAĞRISI

İstanbul Yenikapı Meydanı 9 Şubat Pazar günü, kalpleri Filistin için atan milyonlarca Kudüs sevdalısını ağırlayacak. Saadet Partisi'nin organize edeceği Büyük Kudüs Mitingi'nden yükselen Filistin'e özgürlük sesleri, Washington ve Tel Aviv'deki İslam düşmanlarına ulaşacak. ABD-İsrail şer ittifakının Filistin mücadelesini yok etmek için sahaya sürdüğü Yüzyılın Anlaşması'na sert tepki gösteren Saadet Partisi, skandal planı İstanbul'da düzenleyeceği 'Büyük Kudüs Mitingi'yle protesto edecek. 9 Şubat Pazar günü Yenikapı Meydanı'nda gerçekleşecek mitinge milyonlarca Kudüs sevdalısının katılması bekleniyor. Partisinin İstanbul İl Binası'nda bizi misafir eden Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Dr. Abdullah Sevim'le, Yüzyılın Anlaşması'nı, Filistin mücadelesini ve Büyük Kudüs Mitingi hazırlıklarını konuştuk. KUDÜS VE FİLİSTİN, BÜTÜN MÜSLÜMANLARIN KUTSALIDIR Amerika Birleşik Devletleri, Siyonist İsrail'i korumak ve Yahudilerin Filistin topraklarındaki işgallerini meşrulaştırmak için 'Yüzyılın Anlaşması' adlı fitne planını ortaya koydu. Siz, Yüzyılın Anlaşması'nı nasıl değerlendirirsiniz? Amerika Birleşik Devletleri ve Siyonist İsrail, Yüzyılın Anlaşması'yla tabiatlarının gereğini yaptılar. Yılana ya da akrebe sokma diyebilir miyiz? Hayır. Onların fıtratı sokmaktır, zehirlemektir. 'Yüzyılın Anlaşması' tam anlamıyla Filistinli Müslümanların daha doğrusu Dünya üzerindeki bütün Müslümanların yok sayılmasıdır. Filistin toprakları ve Mescid-i Aksa, sadece orada yaşayan Müslümanların savunmak ve nöbet tutmak zorunda olduğu topraklar değildir, buralar yeryüzündeki bütün Müslümanların kutsalıdır. Mescid-i Aksa bizim ilk kıblemizdir, Peygamber Efendimizin Miraca yükseldiği yerdir. Allah rahmet eylesin Erbakan Hocamızın ömrü boyunca mücadelesini verdiği İslam Birliği kurulmadığı sürece, bütün Dünya Müslümanları Hakk'ı üstün tutan bir güç olarak ortaya çıkmadığı müddetçe daha nice Trump'lar gider nice Netanyahu'lar gelir, daha çok Yüzyılın Anlaşmaları ilan edilir. Biz Müslümanlar da bunlara karşı ancak sesli ve sözlü olarak tepki göstermekle yetinmek zorunda kalırız. Karşımızda laftan anlamayan bir yapı var. Bunlar sözden anlamaz, onlara güçle karşılık vermemiz lazım ki caydırıcı olalım. Osmanlı Devleti bütün insanlık için bir denge unsuruydu. O yıkılınca yeryüzü ve insanlık aç kurtlara kaldı. Maalesef günümüzde yaşanan zilletler bunun göstergesi. Erbakan Hoca'mız her toplantısının sonunda bizden İslam Birliği'ni kurmamız için söz alırdı. O'nun, ne kadar haklı olduğunu yaşanan bu olaylarla daha iyi anlıyoruz. DÜNYAYI SÖMÜREN GÜÇLERE ANCAK D-8'LE ENGEL OLABİLİRİZ İslam ümmetinin kalbi Filistin başta olmak üzere mazlum İslam coğrafyalarının kurtuluşu için neler yapılmalı? Milli Görüş'ün çözüm önerilerini bir kez daha yineler misiniz? Çare Erbakan Hoca'mızın bize ödev olarak verdiği İslam Birliği'nin kurulmasıdır. Hocamız başbakanlığı sırasında D-8'i kurmuştu. Daha sonraki yıllarda bu proje D-160 yani gelişmekte olan 160 ülke şeklinde genişletilecekti. Bu 160 ülke bir araya gelecek, mevcut dünya sisteminde bütün insanlığı köleleştiren, sömüren dünya güçlerine karşı alternatif bir güç olarak zalimlerin karşılarına çıkacaktı. Bu oluşum, o zalimlere diyecekti ki "Siz bütün insanlığı eziyorsunuz, kibirlisiniz, gururlusunuz, insan hakları diye bir kavramınız yok, ülkelerin yer altı ve yer üstü zenginliklerini sömürüyorsunuz, huzuru bozuyorsunuz, haksızlık yapıyorsunuz". Dünyayı sömüren güçlere engel olmak için yapılması gereken şey budur. Bu çok uzun bir öngörü ve hayal gibi görülebilir ama bu işin başka bir çaresi yok. Bunun dışında bütün çözüm önerileri günü kurtarmaktan, pansuman tedavi uygulamaktan öteye geçemez. YAĞMUR DA YAĞSA, KAR DA YAĞSA FİLİSTİN İÇİN MEYDANDA OLACAĞIZ Saadet Partisi'nin Pazar günü Yenikapı Meydanı'nda düzenleyeceği Kudüs Mitingi için bir mesajınız var mı? Milli Gazete okurlarına hangi çağrıda bulunmak istersiniz? Pazar günü her türlü hava şartlarına karşı hazırlıklarımızı yaptık. Yağmur da yağsa, kar da yağsa, mitingimize katılımın yoğun olması için yağmurluklarımıza varıncaya kadar her türlü tedbirimizi aldık. Bundan önce organize ettiğimiz 2 büyük Kudüs mitinginde olduğu gibi bu miting de 'Ümmetin mitingi' olsun dedik. Bu mitingimiz de de Saadet Partisi'ni ön plana çıkarmadık. Parti bayraklarımızı kullanmayacağız meydanda Filistin bayrakları ve Türk bayrakları olacak. Dava Müslümanların davasıdır, dava Müslümanların kutlu Kudüs davasıdır. Pazar günü kürsümüzde ve her yerde Kudüs olacak. Bu mitingin Ümmetin Mitingi olması için elimizden gelen her şeyi yaptık. Bütün siyasi partilerin genel başkanlarına cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere davetlerimizi yaptık. Genel Başkanımız tarafından yazılan davet mektupları kendilerine ulaştı. Biz de İstanbul'da bütün siyasi parti başkanlarını ve üyelerini sesli, görüntülü ve yazılı davetlerimizle mitingimize çağırdık. İlçe teşkilatlarımız da muhtarları, sivil toplum kuruluşlarını hiç birini ayırt etmeksizin mitingimize davet ediyorlar. Biz bu işi parti meselesi olarak görmüyoruz. Biz Saadet Partisi olarak Kudüs davasının taşıyıcılığını yapmayı şeref biliriz. İnşallah bu sevabı da hep birlikte paylaşalım. Afganistan'da, Yemen'de, Irak'ta ve daha nice yerlerde milyonlarca Müslüman kardeşimiz acılar içinde. Biz de bir kaç saatlik zahmete katlanamazsak Müslüman kardeşlerimizin acılarına nasıl ortak olabiliriz? Kudüs Mitingi'ni büyük yapan alanın büyüklüğü platformun büyüklüğü değil katılımcıların çokluğudur. Gelin, ABD ve İsrail'in Yüzyılın Anlaşması adlı saçmalığına karşı güçlü bir şekilde tepkimizi gösterelim. MİLLİ GAZETE/ ABDUSSAMET KARATAŞ

Yorumlar